Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Genel Başkanı Fuat Engin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında 1995 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden Tüketici Hakem Heyetleri, mal/hizmet sunan firmalar ile tüketiciler arasında yaşanan uyuşmazlıklara artık yeterli çözümleri üretme konusunda sorunların ortaya çıktığını, Ülkemizde hakem heyetlerine yapılan toplam tüketici başvuruların yüzde 25 inin yapıldığı İstanbul da, Ticaret il müdürlüğü tarafından, tüketicilerin uyuşmazlık yaşadığı firmaların temsilcileriyle, Tüketici hakem heyeti raportörlerini hakem heyeti üyelerinin bilgisi dışında bir araya getirildiği tüketici kanunun ruhuna aykırı yapılan toplantılarda raportörlerin yönlendirilmeye çalışılmasının tüketiciler açısından kabul edilemez bir durum olduğunu belirttiği açıklaması aşağıdadır.
Tüketici Hakem Heyetlerinde neler oluyor? 08.09.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla ülkemizde tüketiciler ilk kez yasal haklara kavuşmuştur. Kanunla, tüketicilerin yaşadıkları uyuşmazlıklara çözüm üretmek amacıyla getirilen Tüketici Hakem Heyetleri Dünya da bir ilk olmuş ve birçok ülke tarafından örnek alınmıştır.Bugün 6502 sayılı TKHK ile 29 yıldır faaliyetlerine devam eden Tüketici Hakem Heyetleri tüketicilere mal/hizmet sunan firmalar ile tüketiciler arasında yaşanan uyuşmazlıklara çözüm üretirken, aynı zamanda tüketici mahkemelerinin yükünü büyük ölçüde alarak çok daha kısa sürede çözüm üretmektedirler. Ülkemizde 211 il ve ilçede faaliyet gösteren her yıl yüz binlerce başvurunun yapıldığı Tüketici Hakem Heyetlerinin verdiği kararlar son üç yılda tüketici aleyhine daha fazla sonuçlar üretmeye başlamış olup, 2023 yılı sonuçlarına baktığımızda kararların % 47,3 ü tüketici lehine, %52,7 ise aleyhine sonuçlandığı görmekteyiz. Biliyoruz ki 2024 yılı sonuçları açıklandığında daha fazla kararın tüketici aleyhine olacağı aşikardır.
Tüketiciyi korumak gibi temel görevi ve önceliği olan tüketici hakem heyetlerinde neler oluyor da son 2-3 yılda kararlar tüketici aleyhine daha fazla çıkabiliyor.
Bu önemli duruma baktığımızda ve nedenlerini incelediğimizde, tüketicinin bilinçsizliğinden kaynaklı eksikliklerin yanında idarenin bazı uygulamalarının da etkili olduğunu görüyoruz.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun gereği zayıf yanı oluşturan tüketicinin korunmasına yönelik iş ve işlemlerin öncelikli olarak yapılması gerekirken, İstanbul Ticaret Müdürü tarafından Ticaret Bakanlığının kadrolu Tüketici Hakem Heyeti raportörleri (İl ve İlçelerde görev yapan) her ayın ilk Perşembe günü Ticaret il müdürlüğünün bulunduğu yerde tüketici hakem heyetleri koordinasyon toplantısı yapılmaktadır.
Sadece il müdürlüğü (İl Müdürü/ Şube Müdürü) yetkilisi ve raportörlerin katılarak, ilgili ay içerisinde yapılan hakem heyeti çalışmalarının değerlendirileceğini zanneden raportörler, her toplantıda (son toplantı 02.05.2024 de bir mobilya firması yetkilileri katıldı.) tüketicilerle uyuşmazlık yaşayan ve haklarında hakem heyetlerine çok sayıda başvuru yapılan farklı sektörlerden firmaların yetkilileri de idare tarafından toplantılara katılarak, hakem heyetlerinin verdiği kararlar sorgulanmakta, bir anlamda da raportörlerin hazırladıkları taslak kararlar konusunda yönlendirilmeler yapılmaya çalışılmaktadır.
Ortaya çıkan tek yanlı haksız durum tüketici hakem heyeti üyelerinin, hakem heyetlerine üye veren tüketici örgütlerinin bilgisi dışında olduğu gibi, toplantı katılımcıları ve gündemine ilişkin bilgisi olmayan çok sayıda raportör rahatsızlığını dile getirmiştir/getirmektedir.
Bu tek yanlı durum ülkemizde tüketicinin korunması çalışmalarına zarar vermiştir/vermektedir.
Ülkemizde tüketicinin korunmasında idarenin zafiyeti ortaya çıkmıştır.
Kapalı kapılar arkasında yapılan bu toplantıların ne amaçla yapıldığı talebimize rağmen yeterli açıklamalar yapılmamıştır. Yaklaşık 1,5 yıl her ay farklı bir firmanın yetkililerinin yazışmaları yapmak, dosyaları hazırlama görevi olan raportörlerle toplantı yapma anlayışı, idare tarafından düzenlenen söz konusu toplantıların tüketici karşıtı çalışmalar olduğunu gözler önüne koymuştur.
Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü nezdinde yaptığımız yazılı girişimler ve görüşmeler sonucu, gerekli idari incelemenin başlatılarak sorumlular hakkında işlem yapılmasını talep etmememize rağmen herhangi bir inceleme başlatılmamıştır.
Tüketici hakem heyeti üyelerinin, tüketici örgütlerinin bilgisi dışında yapılan tüketicinin haklarına zarar veren, tüketicinin hak aramasında caydırıcı olan söz konusu toplantılarına son verilmelidir.
*Geçmiş yıllarda yapılan toplantılar hazırlanışı ve içeriği itibariyle açık, şeffaf ve tarafların katılımıyla gerçekleştirilmişken, bugün kapalı kapılar ardından yapılması oldukça manidardır.
*Tüketici hakem heyeti iş ve işlemlerinin etkin bir şekilde yürütülmesinin amaç edinilmesi gerekirken bu toplantıların tüketici hakem heyeti üyelerinden ve tüketici örgütlerinden, baro temsilcilerinden saklanarak yapılması ülkemizde tüketicinin korunmasının kamu eliyle geri plana atıldığını hatta yok sayıldığını ortaya koymaktadır. Bu haksız uygulamanın Türkiye de yapılan tüm tüketici başvurularının %25 inin İstanbul da yapıldığını düşündüğümüzde ne anlama geldiği daha iyi anlaşılacaktır.
* Diğer yandan her bir toplantıya faklı sektörlerden sadece bir firmanın (mobilya-Teknoloji vb.) yetkililerinin katılması ve ilgili toplantıda konuşulanları bir bilgilendirmeden öte raportörleri etkileme, yönlendirme ve koşullama toplantıları olduğu açıktır.
* Tüketici hakem heyetine yapılan başvuruları almak, gerekli yazışmaları yaparak dosyaları hazırlamak ve tüketici hakem heyeti üyelerine sunmakla görevli olan raportörler neden firma temsilcileriyle muhatap edildiklerinin nedenleri idare tarafından kamuoyuna açıklanmalıdır.
Tüketici mevzuatının tüketici aleyhine sonuçlar doğuracak biçimde geniş yorumlanmaması ve bakanlığın mevzuat çerçevesindeki faaliyetlerinin tüketici lehine sonuçlar doğuracak amaçlara yönelik olması Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun gereği esas olmalıdır.
Ülkemizde tüketicinin korunmasına zarar veren bu ve benzer uygulamanın tüm bileşenlerimizle birlikte takipçisi olduğumuzu tüm kamuoyunun bilmesini isteriz.
Tüketicinin korunmasına zarar veren bu çalışmalara karşı durmaya, kamuoyunu bilgilendirmeye ve gerektiğinde tüm hukuki süreçleri işleteceğimizi bilinmesini isteriz.
*Tüketici Hakem Heyeti Raportörlerine sesleniyoruz; Tüketicilerin hak ve çıkarlarına zarar verecek bu tür idari girişimlerden etkilenmeyin ve tüketici kanunun sizlere verdiği görevi tarafsız ve objektif bir yaklaşımla sürdürün.
*Tüketici Hakem Heyeti üyelerine sesleniyoruz; Karar merci olan sizler adına gıyabınızda yönlendirme yapılmasını ve karar verilmesi çalışması yapılmasına karşı gerekli tepkileri gösterin.
*Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü yetkililerine sesleniyoruz; Tüketicinin hak ve çıkarlarına aykırı bu ve benzeri uygulamalara karşı yazılı talebimizin gereğini yaparak sorumlular hakkında inceleme başlatmanızı bekliyoruz..
Zayıf tarafı oluşturan tüketicilere karşı, güçlü taraf olan mal ve hizmet piyasası aktörlerinin yanında durulması ve bu yönde faaliyetlerde bulunulması, tüketicinin korunması görevi olan idarenin görevini yeterince yapmadığı sonucunu yaratmaktadır/yaratmıştır.
Ticaret kesiminin hak ve çıkarlarını korumak amacıyla kurulmuş Ticaret Bakanlığına, aynı zamanda tüketicinin korunması görevinin verilmesi Tüketici mevzuatının tüketici aleyhine sonuçlar doğuracak biçimde geniş yorumlanması sonucu maalesef çıkmıştır.
Bu nedenle, tüketici politikaların sağlıklı oluşturulması ve yürütülmesi için tüketicilerin temel ihtiyacı ve isteği zaman geçirmeden Dünyanın birçok ülkesindeki var olan örneklerinde olduğu gibi TÜKETİCİ BAKANLIĞI zaman geçirmeden kurulmalıdır.