Levent Çakıroğlu Dünya Ekonomik Forumu’nun CEO Eylem Grubu’nda Türkiye’yi temsil ediyor

221

Avrupa Komisyonu’nun, iklim değişikliğini durdurmak, biyolojik çeşitlilik kaybını geriye çevirmek, döngüsel bir ekonomiye geçerek ve kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmak amacıyla 2019 yılında duyurduğu Yeşil Mutabakat’a Dünya Ekonomik Forumu’ndan dikkat çeken bir destek geldi. Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa Komisyonu’yla yakın çalışmak üzere “Yeşil Mutabakat” kapsamında küresel 30 şirketin üye olduğu bir CEO Eylem Grubu oluşturdu. Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Türkiye’den grupta yer alan tek temsilci oldu. CEO Eylem Grubu, iş dünyasını aynı hedefler doğrultusunda harekete geçirmek için ortak bir bildiri açıkladı. Yayınlanan ortak bildiride, sürdürülebilir ve dirençli bir gelecek ihtiyacının önemi vurgulanırken, Covid-19 salgınının yarattığı krizden çıkış yolunun eskisiyle aynı olmadığı belirtildi. Aynı zamanda Covid-19 sonrası toparlanmayı hızlandırmayı amaçlayan CEO Eylem Grubu; hükümetlerin, şirketlerin ve sivil toplumun güçlü ortaklıklar kurmasının önemine dikkat çekti. Avrupa’yı 2050 yılına kadar sıfır karbon hedefine ulaştırmak için Yeşil Mutabakat’a destek olacak adımlar atacaklarına, ayrıca önemli ticaret ortaklarının ve Gümrük Birliği çerçevesinde birbirine bağlı değer zincirlerinin Yeşil Mutabakat kapsamındaki programlarda göz önünde bulundurulmasını destekleyeceklerine yönelik taahhütte bulundu.

Levent Çakıroğlu: “Yeşil Mutabakat’ın uluslararası ticarete yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.”

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğinin uzun yıllardır Koç Topluluğu’nun önceliklendirdiği konular arasında yer aldığını vurgulayan Levent Çakıroğlu, bu  küresel soruna yönelik geliştirilen en kapsamlı yanıtlardan birinin geçtiğimiz yıl sonunda açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı olduğuna dikkat çekti. Yeşil Mutabakat’ın dış ticaretinin yüzde 50’sinden fazlasını Avrupa Birliği ile gerçekleştiren Türkiye için de büyük önem taşıdığını belirten Çakıroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği’ne rekabet üstünlüğü kazandıracak yeni bir ekonomik büyüme stratejisi. Bu yeni yaklaşımla iklim krizine somut bir yanıt vermenin yanı sıra, teknolojik ve kapsayıcı çözümlerle Avrupa Birliği’ne yeni yatırım ve istihdam fırsatları yaratılması hedefleniyor. Avrupa Birliği, ‘Yeşil Mutabakat’ ile ekonominin ve uluslararası ticaretin işleyişini değiştirecek. Koç Topluluğu şirketleri olarak gerek iklim krizine ilişkin dünyadaki gelişmeleri, gerekse Yeşil Mutabakat’ı aktif olarak takip ediyoruz. Şimdi de Yeşil Mutabakat’ın en iyi şekilde hayata geçirilebilmesi için özel sektörün rolünü tanımlamak üzere Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde oluşturulan CEO Eylem Grubu’na dâhil olduk. Burada ülkemizi temsil etmek bizim için çok önemli.”

Levent Çakıroğlu: “Ülkemizin, yeni oluşturulacak bu tedarik zinciri mimarisinde önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz.”

Küresel ticaret ve tedarik zincirlerinin Avrupa’nın hedeflediği Yeşil Mutabakat sürecinde önemli birer unsur olarak konumlandırıldığını belirten Levent Çakıroğlu şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nin bu süreçte politikaları ve araçları oluştururken kapsayıcı bir biçimde çok taraflı bir yaklaşım benimsemesinin Yeşil Mutabakat’ın hedeflerine ulaşmasında elzem olduğunu düşünüyoruz. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat’a uyum sürecinde, yalnızca rekabet gücünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Avrupa Birliği üyesi olmayan ticaret ortaklarındaki tedarik zincirlerini güçlendirecek ve bu ülkelerin de iklim değişikliğiyle mücadelesine önemli katkılar sunacak. Ülkemizin de, yeni oluşturulacak bu tedarik zinciri mimarisinde önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz.  CEO Eylem Grubu’nun bir temsilcisi olarak, Koç Topluluğu bünyesindeki şirketlerimizle birlikte küresel olarak hedeflenen ‘yeşil toparlanma’ için gerekli yol haritasının oluşturulmasına somut bir katkı sunacağımızı taahhüt ediyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği ile ticari ilişkileri Gümrük Birliği’ne dayanan Türkiye’nin ilgili finansal teşvik mekanizmalarındanfaydalanması ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki sürdürülebilirlik kriterleri açısından başarılı şirketlerin, süreçlere dâhil olması adına önerdiğimiz yaklaşımınyayınlanan bildiride yer almasından memnuniyet duyuyoruz. Süreç boyunca da bu yaklaşımın takipçisi olacağız.”