DEĞERLİ TÜKETİCİLER, BASINIMIZIN KIYMETLİ TEMSİLCİLERİ
Bizler Tüketiciler Konfederasyonu – TÜKON, bileşenleri ile diğer tüketici dernekleri olarak, tüketicilerin haklarını savunmak ve onların çıkarlarını korumak amacıyla kurulmuş birer sivil toplum kuruluşuyuz.
Toplumumuzun tüketici haklarına ve refahına ilişkin her türlü gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Son dönemde, döviz kurlarındaki artışlar, artan akaryakıt fiyatları, KDV, ÖTV ve harçlara yapılan zamlar ve bunlara bağlı olarak tükettiğimiz tüm temel ihtiyaçlarımıza gelen zamlar biz tüketicileri olumsuz yönde etkilemekte, yaşam kalitemizi düşürmekte, geçinemez, barınamaz hale getirmektedir. Ardı arkası kesilmeyen zamlar işçileri, emekçileri, emeklileri, kadınları kısacası yoksul halkımızı canından bezdirdi.
Akaryakıt zamları kontrol edilemez duruma gelmiş, zamlar haftada iki kez otomatiğe bağlanmıştır. Hepimiz biliyoruz ki akaryakıta gelen zamlar, ulaşımdan gıdaya, giyimden eğitime, sağlığa kadar hayatımızın her alanında tüm temel ihtiyaçlarımızı etkilemekte ve fiyatlarını yükseltmektedir. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyor, ÖTV’ninde KDV’sini ödeyerek, verginin vergisini ödüyoruz.
Vergi artışları tüketim vergisi dediğimiz vergiler ile yük yoksul halka yıkılmakta, vergi adaleti yerine vergi adaletsizliği yaşanmaktadır. Oysaki kazanca göre vergilerde artış olmalıdır. Ancak bu kazanç sadece ücret geliri olarak algılanmamalı, tüm kazançlar vergilendirme kapsamı içine alınmalıdır. Hatta servet vergisi düşünülmelidir. Anayasaya aykırı yapılan vergi artışlarından vazgeçilmelidir.
Döviz endeksli girdiler, vergiler, akaryakıt zamları raflara daha yüksek oranda yansımış, Tüketiciler güvenilir, besin değeri yüksek, ekonomik gıdaya ulaşamaz olmuştur. Birçok zincir marketlerde dahi taklit ve tağşiş ürünler satılmaya başlamış, merdiven altı gıda üretimleri artmış, halk sağlığı tehdit altına girmiştir. Alım gücü düşen yoksul, halk sağlıksız, denetlenemeyen, son tüketim tarihleri geçmiş ürünlere yönelmiştir.
Tüketici haklarının ihlal edildiği bir başka alan ise konut kiralarındaki akıl almaz yükseliş olmuştur. Kira artışlarının önüne geçilememiş olup % 25 sınırlamasının sahada uygulanabilirliği olmadığından, mal sahipleri ile kiracılar arasında yüksek kira zammı talepleri yüzünden ciddi sorunlar çıkmaya başlamış, şiddet hatta ölümle sonuçlanan hadiseler meydana gelmeye başlamıştır. Adliyelerde kira anlaşmazlığı dosyaları yığılmış, davalarda ilk duruşma tarihleri bir yıl sonraya verilmeye başlanmıştır.
Kiracı ve ev sahipleri sorunları istenmeyen kötü sonuçları doğurmaktadır. Barınma sorunu yaşayan ailelerde boşanmalar ya da ailelerin birlikte yaşama seçenekleri ile karşı karşıya kalmışlardır. Gelinen bu nokta toplumu birçok sosyal patlamalara gebe hale getirmiştir.
Biz Tüketici örgütleri olarak, İnsanın insan olmaktan kaynaklı ve hayatını devam ettirebilmesi için gereken asgari ihtiyaçlarını karşılayabileceği evrensel haklarımızdan en temel hakkımız olan, “Temel ihtiyaçların karşılanma hakkı”nın karşılığını bulmasını beklerken, tam tersi uygulamalar ile yoksulluğu kader olarak görmeye başladık. En temel ve basit tüketici haklarımızdan birçoğuna ulaşamaz hale geldik.
Türk İş’in açıkladığı verilere göre Temmuz ayı açlık sınırı olan dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması 11.658 TL olmuş, yoksulluk sınırı ise 37.974 TL’ye dayanmıştır. Temmuz ayı itibariyle uygulanacak zamlı asgari ücret şimdiden erimiş, maalesef açlık sınırının altında kalmıştır. Soruyoruz: Eylül ayı geliyor. Kiralar nasıl ödenecek, çocukların eğitim giderleri nasıl karşılanacak, okul servis ücretleri nasıl ödenecek? Çocuklarımız okula giderken nasıl kahvaltı edecek? 3 öğün sağlıklı nasıl beslenecek?
Yıllardır bu ülkeye katma değer katan ve emekliye ayrılan emeklilerimiz ölüme terk edilmiştir. Açlık sınırının yarısı kadar ücrete reva görülmektedirler.
Vatandaşlar kredi veya kredi kartlarına yüklenmiş, onlar da ödenemez duruma gelmiş, icralarda dosyalar yığılmaya başlamıştır. Yoksul halk işsizlik, açlıkla, artan yoksullukla mücadele ederken, nüfusun yüzde 1’ini oluşturan ama ulusal servetin yüzde 55’ine yakınını elinde tutan dolar milyarderleri büyüyor, ballı börek ihale şirketleri karına kar katıyor. Vergi borçları siliniyor.
Döviz endeksli anlaşmalar ile yapılan; köprüler, otoyollar, tünellere verilen geçiş garantileri döviz kuru yükseldikçe ödediğimiz borç yükselmektedir. Acilen bu anlaşmalar yapıldığı tarihteki kurdan TL ye çevrilmelidir. Buraya ödenecek döviz kuru farkları tüketicinin yaşam kalitesini yükseltmek için kullanılmalıdır.
İhale şirketleri ormanlarımızı, yeşilimizi, derelerimizi, su kaynaklarımızı Çed raporlarına, mahkeme kararlarına rağmen yok etmeye çalışmaktadırlar. Unutmayalım ki sağlık çevrede yaşam hakkı evrensel hakkımızdır, yeşil ve orman çocuklarımız için bize emanettir. Ormanlarımızı yeşilimizi yok edecek, bilim dışı çalışmalar derhal durdurulmalıdır.
Buradan sesleniyoruz, ülkenin içinde bulunduğu krizi biz yaratmadık, döviz kuru artışlarının nedeni biz değiliz. Yoksul halkın döviz korumalı mevduat hesapları yok.
Ekonomik krizin faturasını neden biz ödüyoruz? Döviz kurundan zenginleşenler ile krizi yaratanlar ödesin.
Yetkililere sesleniyoruz;
- Halkı açlık ve yoksulluğa mahkum eden başta temel tüketim maddeleri olmak üzere tüm zamlar geri alınsın,
- ÖTV ve KDV‘deki artışlar iptal edilsin,
- Otomatiğe bağlanan akaryakıt zamları durdurulsun, yapılan zamlar geri çekilsin,
- Tüketicinin alım gücünü ve yaşam kalitesini yükseltecek ücret politikaları uygulansın,
- Temel ücretler yoksulluk sınırının üzerine çıkartılsın,
- Ülkenin kaynakları halkın yararına kullanılsın,
- Emeklilerimize insanca yaşayabileceği bir aylık gelir bağlansın,
- Vergi adaleti sağlanarak kazanca göre verginin alınacağı sistem kurulsun,
- Ücretler, maaşlar yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellensin,
ANAYASAMIZIN 172. MADDESİ TÜKETİCİLERİ KORUMA GÖREVİNİ DEVLETE VERMİŞTİR. VATANDAŞIN SESİNE KULAK VERİN. BU ZAMLAR KABUL EDİLEMEZ BİR DURUMDUR. TOPLUMUMUZUN REFAHINI VE EKONOMİK İSTİKRARINI TEHDİT ETMEKTEDİR.
Unutmayalım ki, Tüketici örgütleri olarak amacımız, tüm tüketicilerin haklarının korunmasını ve onların refahının güvence altına alınmasını sağlamaktır.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
TÜKON – Tüketiciler Konfederasyonu
TÜDEF – Tüketici Dernekleri Federasyonu
TBF – Tüketici Birliği Federasyonu
TÜÇEDEF – Tüketici ve Çevre Hakları Federasyonu
TÜRFED – Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Federasyonu
TÜKODER – Tüketiciyi Koruma Derneği
TÜKDER – Tüketicileri Koruma Derneği
THD – Tüketici Hakları Derneği
BTD – Bursa Tüketiciler Derneği
ESTÜKDER – Eskişehir Tüketicileri Koruma Derneği
ADTÜKDER – Adana Tüketicileri Koruma Derneği
BURTÜKODER – Burdur Hasta ve Tüketicileri Koruma Derneği
ETÜDER – Enerji Tüketicileri Derneği
Mardin Tüketici Koruma ve Bilinçlendirme Derneği
MİYED – Mavi İklim ve Yeşil Dünya Tüketici Hareketi Derneği
Siirt Tüketicileri Koruma Derneği
HAK-TÜKO-DER Tunceli Tüketici Hakları Derneği
TGDER – Tüketici Güvenliği Derneği
Tüketici Hak Arama Derneği
Tüketici Hareketleri Derneği
TÜDER – Tüketiciler Derneği
Gümüşhane Tüketici ve Çevre Haklarını Koruma Derneği
TÜSED – Tüketicinin Sesi Derneği
TÜDİYAT – Tüketici Diyaloğu Derneği
TÜGED – Tüketici Hakları ve Turizm Geliştirme Derneği
ATÜD – Anadolu Üretici Ve Tüketici Değerleme Derneği
TÜSODER – Tüketici Sorunları Derneği
TÜRÇED – Tüketici Hakları ve Çevreyi Koruma Derneği
TÜKÇED – Tüketici ve Çevre Mağdurları Derneği
TBD – Tüketici Hakları ve Basın Derneği
TÜKADER – Tüketici ve Kadın Hakları Derneği
TÜKDES – Tüketiciyi Destekleme Derneği