Tüketici mi nankör, yoksa tüketici örgütleri mi kendini çok fazla parçalıyor?

492

Nilüfer Tuba Akman // tuketicidostu.com.tr

Plastik sulu boya kabı olmasına rağmen, kızım cam su bardağını sulu boya kabı şeklinde kullanmak istemiş, suyunu değiştirmek için banyoya girdiğinde de su bardağı elinden uçmuş ve de bardak yerle bir olmuş. Bir saat içerisinde tüm temizlik ekipmanlarını sırası ile kullanan ben, her yere dağılmış cam parçaları ile teker teker ilgilendim.

Çok farklı anlarda, aklımıza bir konu düşer de sonra konular birbirini kovalar ya; o anlarda beyin fırtınası gerçekleştirmeye başladım. Sonuç da kendiliğinden geldi. Editör iken ve dergi yayınlarını yönetirken sadece baş yazıyı yazardım. Evvelinde Edward Said hakkında lisans bitirme tezi yazdığımı da hatırlıyorum. Tüm A ve A+ notlarımla mutlu ve sırıtan şekilde mezun olduğum gün ile töreni de dün gibi hatırlıyorum, ağabeyimin ıslıklarını da. Şu anda hatırlıyorum, yazarken…

Cam kırıkları çok keskinler ve aşırı dağılıyorlar. Kanatmadığı sürece, kolaylıkla ve hemen toparlayabiliyoruz. Yaşamın bizdeki kırıkları ise bazen toparlanamıyor. Tüketici olarak karşılaşılan mağduriyetler, yaşanan hak ihlalleri de cabası… Hevesleniyoruz, ayakkabı alıyoruz, gömlek, oyuncak, bir göz kalemi ya da hizmet satın alıyoruz. Hayal kırıklığının patladığı ve kendimizi acımasızca azarladığımız anları hepimiz biliyoruz. Fakat nedense sonu gelmiyor.

Tüketici mi nankör, yoksa tüketici örgütleri mi kendini çok fazla parçalıyor? Belki de tüketiciler olarak vurdumduymaz davranıyoruz. Arkamızı nasılsa toparlayanlar ve bizi hiç zorda bırakmayanlar, hemen bir tık ötede.

Hassas bir denge olması gerektiği kesin. Son 10 seneden bugüne kadar bizzat gördüklerimin çoğu karmaşık hikayeler yumağı… Okuduğum, anlatılan ve yaşanan durumlar tüketicinin hep son anda, başına bir şey geldiğinde, sadece kuyruğu inanılmaz sıkıştığında tüketici örgütlerine yanaştığı ve sadece başvurduğu yönünde.

Tüketici dışardan, kendi penceresinden bakıyor. Tüketici örgüt üyeleri, dernek başkanları, federasyon başkanları kendi mesleklerinin yanı sıra, gece ile gündüz sürekli tüketici için çalışıyorlar. Yardımları ve açıklamaları sonuca ulaştığında mutlu oluyorlar. Çok uğraşıyorlar… Kendilerini, yaşamlarının belki de kıymetli anlarını feda ediyorlar. Kumandayı elimize alıp izlemek, ötekilerin hikayelerini okuyup fark etmek ya da “Onlar orada duruyorlar, nasılsa hep varlar” demek yetmez.

Aktarılanları yaşamasanız da tüketici olarak öngörüye sahip olup daha bilinçli olmak durumundasınız. Bilirkişi olmanıza da gerek yok fakat tüketici örgütlerinin kolu, kanadı olabilirsiniz. Bunu oy vermek gibi düşünün: “Tüketici dernekleri ile gerçekten bir arada bulunmak sadece üye olmak değildir. Üye olmaktan da öte; hak ihlali ve mağduriyet örneklerini detaylı şekilde onlardan öğrenmek, açıklamalarını paylaşmak, aktivitelerini duyurmak, omuz vermek ve beraber çalışmak vatandaşlık görevimiz olmalıdır”