Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat Engin’in 15 Mart Dünya Tüketiciler günü nedeniyle yaptığı açıklama aşağıdadır.
Dünyada ve ülkemizde tüketim faaliyetlerinin, üretim ilişkilerinin bir sonucu olması ile genel ekonomik faaliyetlerin yıl itibariyle sonuçlarının üretim/tüketim ilişkisini belirlemesi açısından oldukça önemlidir.
Bu nedenle de genel ekonomik faaliyetlerin sonuçlarına bakmadan, üretim tüketim ilişki sürecini ve yaşanan tüketici sorunlarını değerlendirmenin yeterli olmayacağı da açıktır.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2021 yılında da ülkemizde yeni toplumsal ihtiyaçların ortaya çıkması, var olanların artması ve mevzuattan kaynaklı nedenler yanında, özellikle de son bir yıldır yaşanmakta olan Pandemi koşulları nedeniyle hak ihlallerinin boyut kazanarak devam etmesi, hak arama mücadelesinde daha etkili ve yoğun emek harcamayı zorunlu ve gerekli kılmaktadır.
Üyesi olan tüketici örgütlerinin uzun soluklu mücadele deneyimleri ışığında çalışmalar yürüten Tüketici Örgütleri Federasyonunun (TÖF) hak arama mücadelesinin öncü ve itici gücü olarak, ülkemizde tüketici haklarının geliştirilmesinde, Yasaya ve hukuka karşı uygulamaların ortadan kaldırılmasında, Tüketici yurttaşların mağduriyetlerinin önlenmesinde, Tüketici bilincinin gelişmesinde, Toplumsal hak arama kültürünün oluşumu ve gelişiminde üstlendiği görev ve sorumluluklarının bilincindedir.
Tüketicinin temel ihtiyaçlarına geçmiş yıllarda olduğu gibi günümüzde de başta akaryakıt ürünleri olmak üzere yüksek oranlarda ZAM yapan kamu kuruluşları ile adil vergi toplamak yerine, her yıl artırılan dolaylı vergiler ve tüketim maddelerine yapılan yüksek oranlı zamlarla yükü tüketici yurttaşa yükleyen kamu otoritesinin uygulamalarıyla,Telekomünikasyon. Bankacılık, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), Eğitim, Gıda, Sigortacılık ve diğer sektörlerde yaşanan, ayıplı mal ve hizmetler, Eksik ifalar, haksız sözleşme şartları, satış sonrası hizmetlere ilişkin haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalar devam etmektedir.
Kurucu üyesi olacak, uzun soluklu mücadele deneyimleri ışığında çalışmalar yürüten Tüketici Federasyonlarından aldığı güçle kurulma aşamasına gelen Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) hak arama mücadelesinin öncü gücü olacaktır. Ülkemizde tüketici haklarının geliştirilmesinde, Yasaya ve hukuka karşı uygulamaların ortadan kaldırılmasında, Tüketici yurttaşların mağduriyetlerinin önlenmesinde, Tüketici bilincinin gelişmesinde, Toplumsal hak arama kültürünün oluşumu ve gelişiminde üstlendiği görev ve sorumluluklarımızın bilincindeyiz.
Tüketicinin temel ihtiyaçlarına bir yıldan daha az bir zamanda, başta benzin ve diğer akaryakıt ürünleri olmak üzere yüksek oranlardave sık sık ZAM yapan kamu kuruluşları ile adil vergi toplamak yerine, dolaylı vergiler ve tüketim maddelerine yapılan yüksek oranlı zamlarla yükü tüketici yurttaşa yükleyen kamu otoritesinin uygulamalarıyla,Telekomünikasyon. Bankacılık, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), Gıda, eğitim, Sigortacılık, Turizm ve diğer sektörlerde yaşanan, ayıplı mal ve hizmetler, haksız sözleşme şartları, satış sonrası hizmetlere ilişkin haksız, yasa hukuk tanımaz uygulamalara karşı mücadele devam edecektir.
Yürürlüğe girdiği Eylül/1995 yılından bu yana Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun işleyişinde ve tüketicilerin yaşadıkları uyuşmazlıklardan kaynaklı sorunlara ilişkin geçen 35 yılı aşkın süreçte gelinen noktaya baktığımızda gelişmelerin olması gereken noktada olmadığı açıktır. Kamu otoritesi, Anayasanın 172. maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun amaç maddesinde belirtilen gönüllü tüketici örgütlenmelerinin desteklenmesine yönelik sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmemişlerdir.
Bugün Ticaret Bakanlığının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, kanunun uygulanmasında tüketiciyi korumakla yetkili kılınması başlangıçtan günümüze adil, gerçekçi ve objektif bir yaklaşım bir uygulama olmadığı gerçeği bugün bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Almanya Federal Tüketici Bakanlığı örneğinde ve birçok ülke olduğu gibi, ülkemizde de tüketicinin korunması konusuna objektif bir bakış açısıyla yaklaşılarak, konunun özü gereği ülke gerçekleri ile tüketici ihtiyaçlarını öncelikli olarak tespit edecek, tüketicinin haklarına ilişkin düzenlemeleri gerçek anlamda somut bir biçimde yapacak ve yürütecek bir idari yapının kurulması ve bu yapının da nihai olarak TÜKETİCİ BAKANLIĞI olması gerekliliği vardır.
Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi için de konuyla ilgili yeniden yapılandırma süreci başlatılmalı ve zaman geçirilmeden gerekli yasal düzenlemeler yapılarak ‘TÜKETİCİ BAKANLIĞI’ kurulmasının hayata geçirilmesi öncelikli ihtiyaç ve görev olarak karşımızda durmaktadır.
Bilincimizi Geliştirelim Haklarımız Sahip Çıkalım
Bilinçli Tüketici Örgütlü Tüketicidir.