Merkezi ile yerel yönetimler ve tüm toplum kesimleri iş birliği yapmalıdır

548

Hayrettin Sabırlı / Tüketici Hakları Derneği Bozüyük Şube Başkanı

Bugün, toplum olarak ekonomik, sosyal ve sağlık yönünden tarihimizin en sıkıntılı ve bunalımlı bir döneminden geçiyoruz. Toplumun büyük çoğunluğu geçinebilme ve sağlık yönünden büyük bir sorun yaşamaktadır. Kısaca, toplumun büyük çoğunluğu can derdine düşmüştür.

Evrensel tüketici haklarından olan yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenebilme, sağlıklı olabilmek için toplumun – tüketicilerin en önemli önceliği ve ihtiyacıdır. Çünkü, halkımızın büyük bir çoğunluğu yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenememektedir.

Türk-İş’in 2020 yılı Mart Ayı için yapmış olduğu araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması 2500TL’ civarındadır. Bu bedel 4 kişilik ailenin açlık sınırıdır. Eğer, 4 kişilik hanenin aylık geliri 2500 TL’nin altında kalmışsa, bu hane açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Kaldı ki, gıda harcaması her ay artış göstermektedir. 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı ise 8000 TL’ civarındadır. Yani, 4 kişilik hanenin aylık geliri 8000 TL’nin altında ise, bu hane yoksulluk sınırının altında yaşıyor demektir. Açlık ve yoksulluk sınırı her ay yükselmektedir.

2020 yılı Mart Ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı rakamları ile TÜİK’in “Hane Halkı Kullanılabilir Gelir Dağılımı” karşılaştırıldığında şu sonuca varılmaktadır: Nüfusun yüzde yirmiden fazla kesimi açlık sınırının altında, yüzde altmıştan fazla kesimi ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Bu oranlara göre, ülkemiz nüfusunun 16,6 milyondan fazla kesimi açlık sınırının altında, 50 milyondan fazla kesimi ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Kısaca, ülkemiz nüfusunun yüzde sekseni yani, 66,6 milyondan fazla kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

Bugünlerde ülkemizde yaşanmakta olan korona salgınını gerekçe göstererek yüzbinlerce kişi işten çıkartılmıştır. Bununla birlikte, birçok küçük esnaf da iş yapamadığından işyerini kapatmak zorunda kalmıştır. Bu durumun sonucunda açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan kişi ve aile sayısı daha da artmıştır. Kısaca, toplum can derdine düşmüştür. Bu bakımdan, sosyal devlet anlayışı her yönüyle uygulanmalıdır.

Halkın – tüketicilerin büyük çoğunluğu gelir yetersizliği, gelir yokluğu nedeniyle geçinemez ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır. Bu nedenle, hiç geliri olmayan aileler ile açlık sınırının altında yaşayan aileler ve yoksulluk sınırının altında olup da geçinemeyen ailelerin gıda, elektrik, doğal gaz ve su gibi temel ihtiyaçlarını devlet ücretsiz olarak karşılasın.

Tüketicilerin en temel, olmazsa olmaz ihtiyaçları olan gıdadan KDV kaldırılsın. Elektrik ve doğal gaz faturalarından yalnızca enerji bedeli, su faturalarından ise yalnızca su bedeli alınsın.

Özel ya da kamu, tüm hastanelerde sağlık hizmetlerinden herhangi bir ücret alınmasın.

Yaşanmakta olan bu olağanüstü salgın ve kriz döneminde, toplum yararına, Merkezi Yönetim ile tüm yerel yönetimler ve tüm toplum kesimleri iş birliği yapmak zorundadır.