Sağlık sektöründe geç verilen randevudan sıra beklemeye, sağlık çalışanlarının olumsuz davranışlarından sağlık ocaklarına, doktorların ilgisizliğinden özel hastanelere mecbur bırakılmaya kadar şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Vatandaşlar bu sorunlara esaslı ve kalıcı çözüm beklediklerini ileterek mağdur olduklarını belirtiyorlar.
Öncelikle randevu alımlarında verilen uzun süreli tarihler nedeniyle pek çok hastanın ya hastalığının tespitine geç kalınıyor, ya da tedavi süreci gecikiyor. Öyle ki üç aya randevu alamayanların olduğuna dair şikayetler var. İster sabah erken, isterse gece saat 02:00’da arayanlar ya hattı düşüremiyor ya da randevu açıldığı anın ilk beş dakikasında randevular doluyor. Hastalar son çare acile giderek çözüm arıyorlar. Bu nedenle acil servisler aşırı yoğun ve saatlerce sıra bekleniyor. Tabi maddi durumu iyi olanların da özel hastanelere giderek muayene olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Son günlerde sağlık çalışanlarına şiddet haberleri kamuoyunda gündeme geldikçe çalışanlar burunlarından kıl aldırmıyorlar. Pek çok hasta ve yakını soru sormaya korktuklarını, dertlerini anlatamadıklarını dile getiriyorlar. Hatta doktorların, asistan ve diğer personellerden daha kibar olduklarını belirtiyorlar. Hasta ve yakınlarına cevap vermeyen, tersleyen, yüz çeviren sağlık çalışanlarını kapsamlı bir denetime tabi tutarak, görevini kötüye kullananlara karşı gerekli yaptırım mutlaka uygulanmalıdır.
Erzurum’un işlek mahallesinde bulunan sağlık ocağının birinde uzun süredir hemşire olmadığı ve hastaların geri gönderildiğine dair pek çok şikayet aldım. Allah aşkına bir tane dahi hemşire bulundurmayan sağlık ocağı olur mu?! İlgililerine sorundan dolayı onlarca şikayet gitmesine rağmen günlerce çözüm bulunamaması sağlık sektöründe gelinen son noktayı gösteriyor.
Emekli Promosyonu Mağdurları
Erzurum’da özel bir bankanın iki şubesinin sistemleri çöktü çökecek. Son bir haftadır yoğunluktan dolayı sabah iki saat, öğleden sonra iki saat sıra numarası veriliyor. Sonrası git yarın gel! Pek çok vatandaş finansal işlemlerinin aksamasından dolayı mağdur olduklarını belirtiyorlar. Hatta bu mağduriyetten dolayı dava açmayı düşünenler dahi var.
Yoğunluğun nedeni emekli maaşlarına yapılan zam sonrası SSK ve BAĞ-KUR emeklileri için promosyon ödemelerinin 7 bin 500 liraya yükseltilmesi. Emekliler noktasında promosyon kampanyası çok önemli ve ekonomik kriz ortamında değerli bir tutar olduğu kanaatindeyim. Ancak ‘alt yapı yeterli değildi ise 7 bin 500 lira promosyon kampanyası neden başlatıldı’ diye sormak istiyorum. Kaş yapayım derken göz çıkardıklarının farkına vardıklarında pek çok müşterilerini kaybetmiş olacaklarını hatırlatmakta fayda var.
Borçla Tam Yol İlerleyen Ekonomi
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Alis Harikalar Diyarından açıklamalar yapmaya devam ediyor. Bakan Nebati, son açıklamasında “tablo apaçık ortada, Türkiye adeta tam yol ilerliyor, ekonomimiz çok şükür sağlıklı ve sağlam” gibi söylemlerde bulundu.
Tüketici Birliği Federasyonu her ay rutin anket düzenliyor. Geçen hafta açıklanan, tüketicilerin kredi kartı kullanımlarında ki kamuoyu araştırmasında sorulan sorular çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı. Ankete katılanların % 33’ü özellikle son üç ayda kredi kartı hesap özeti borcunun tamamını ödeyemediği, 20 milyon tüketicinin, 30 milyon kart borcunu her ay ötelediği sonucu ortaya çıktı.
Başka bir araştırma sonucuna göre, 36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolduğu, sağlık, kasap, manav, bakkal ve market alışverişleri, hatta pazar alışverişlerinin dahi kredi kartı ile yapıldığı tespit edildi.
Yine resmi rakamlara göre bu yıl 1 Ocak-5 Ağustos dönemini kapsayan yedi aylık süreçte icra ve iflas dairelerine 5 milyon 379 bin yeni dosya daha eklendiği ve icra dairelerindeki dosya sayısının son bir yılda 1 milyon 466 bin adet artarak 5 Ağustos itibarıyla 24 milyon 53 bine ulaştığı gözlendi. Ayrıca kredi kartı harcamalarında son 12 ayda yüzde 70,5, ihtiyaç kredilerinde ise 28,6 artış oldu. Asıl düşünülmesi ve üzerinde durulması gereken husus, yüzde 30’a yakın faiz oranları ile vatandaşların çektiği kredilerdir.
Çarşı ve pazarların yoğunluğuna veya araçların caddelerde ki kalabalıklarına aldanarak ekonominin pozitif yönde seyrettiği algısının aldatıcı olduğuna dair ortalama her köşe yazımda dikkat çekmeye çalıştım. Resmi kaynaklar ve kamuoyu araştırmaları ile Bakan Nebati’nin açıklamaları reelde çok farklı hayat şartları olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaşlar borç batağına doğru sürükleniyorken ekonominin sağlıklı bir şekilde tam yol ilerlediğini belirtmenin kamuoyunda inandırıcılığı yoktur. Tabi bankaların 2022 yılının ilk 6 ayında elde ettikleri yüzde 400 karlılık oranından bahsedilmiyorsa!
Bunun yanında ev ve araç satışlarında belirgin şekilde gözlenen daralma, temel ihtiyaç ürünlerine de okulların açılmasından sonra yansıyacaktır. Bu nedenle kamuoyunun gazını almak amaçlı söylemlerden uzak bir şekilde tüketicilerin kredi ve kredi kartı borçlarına odaklanarak yasal takip süresi olan 90 günlük sürenin 180 gün veya daha fazla süreye çıkarılması ve kredi kartı borçlarına yapılandırma getirilmesi elzem ve zorunluluktur.