Finansal tüketicilerle ilgili yeni düzenlemeler yeterli değildir

517

Fuat Engin // TÖF Genel Başkanı

10 Şubat 2020 tarihli RG yayınlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelikte” 01 Mart 2020 tarihinden itibaren “EFT işlemlerinden alınacak ücret işlem tutarının 1.000 TL’nin altında olması halinde mobil bankacılık ve internet bankacılığı aracılığıyla yapılan işlemler ile düzenli ödemelerde 1 TL’yi, ATM’den yapılan işlemlerde 2 TL’yi, diğer kanallar ile yapılan işlemlerde ise 5 TL’yi geçemez. İşlem tutarının 1.000 TL ile 50.000 TL arasında olması halinde bu sınırlar sırasıyla 2 TL, 5 TL ve 10 TL olarak, işlem tutarının 50.000 TL ve üzerinde olması durumunda ise 25 TL, 50 TL ve 100 TL olarak uygulanır. Sözleşmede geç işlemler olarak belirlenen ve mutat saatler dışında yapılan EFT işlemlerinde anılan sınırlar yüzde elli artırımlı olarak uygulanır. Havale işlemlerinde ise uygulanacak azami ücretler EFT işlemleri için belirtilen ayrımlara tabi olarak ilgili ücretlerin yarısı oranında uygulanacağı” ve diğer işlemlerin tüketicinin onayına bağlı yapılması hüküm altına alınmıştır.                                                                                                                                        

 Ancak bu değişikliğin uygulama tarihi ani bir kararla 01.04.2020 olarak değiştirilmiştir.

 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun verdiği yetkiyle ve BDDK tarafından söz konusu yönetmelikte yapılan düzenlemeyle, tüketicilerden yıllardır haksız ve zamansız olarak sürekli artan oranda alınan 20 kalem ücretin birçoğunun haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu defalarca belirttiğimiz işlemlerle ilgili yeni bir düzenleme yapılması elbette doğru düzenlemeler olmuştur. Ancak, yapılan bu düzenlemeler tüketiciler açısından yeterli olamamıştır.  EFT, HAVALE, Kiralık kasa ücreti gibi haksız tahsilatlar da iyileştirici düzenlemeler yapılmasına karşın. Finansal kuruluşların en büyük karlılık kalemi olan KREDİ KARTLARINDAN talep edilen ücretlerin günümüz itibariyle asgari 150,00 TL civarı olduğu, çoğu kredi kartıyla ilgili de 500,00TL’yi aşan tutarlar talep edilerek tahsil edildiğini kredi kartı hesap özetlerinde görmekteyiz.                                                                                                                               

BDDK’nın, sanki Bankalar Birliği temsilcisiymiş gibi bu haksız düzenlemeleri finans kuruluşlar tarafından tüketicinin istismarına açık yaparak, yeterli denetim süreçlerini işletmemesi finans kuruluşlarının haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açacak boyutta kredi kartlarından ücret almalarını sağlamışlardır. Ortaya çıkan bu sonuç tüketiciler açısından kabul edilebilir bir durum değildir.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) bilgilerine göre, Türkiye’nin kredi kartı sayısında Avrupa’da bir numara olduğunu, bu nedenle de 2019 yılı sonu itibarıyla 70 milyon kredi kartı ile birinci sırada yer aldığı bilinmektedir.

Bu duruma göre finansal kuruluşlar tarafından 70,000 milyon kredi kartının büyük bölümünden 150,00 – 500,00 TL arasında ücret alındığını hesaplarsak ortaya çıkan tutarın tüketicinin sırtında nasıl bir yük oluşturduğunu tespit edebiliriz.

Tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında olmasına rağmen, 2014 yılında BDDK sorumluluğuna verilen tüketicilerden alınacak finansal ücretlere İlişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikle ilgili düzenleme yapma yetki ve sorumluluğu zaman geçirmeden BDDK’dan alınarak, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğüne verilmelidir.

Tüketicilere çağrımız ise; yaşadığınız sorunlar karşısında duygusal tepki yerine, Akılcı yaklaşımlarla Fahiş orandaki kredi kartı ücretlerine ve benzer yaşanan sorunlara karşı gerekli itirazlarınızı yapınız, itirazlarınızın finansal kuruluş tarafından kabul edilmemesi durumunda yazılı ve belgeli olarak, TBMM dilekçe Komisyonuna ve/veya CİMER’e gerekli şikayetlerinizi zaman geçirmeden yapınız.