Fuat Engin // Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF) ve Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER) Genel Başkanı
2020 Yılı ile Çin’den başlayarak Dünyayı esir alan CORVİD-19 (corona virüsü) salgını, tüm yaşamı yeniden planlamaya yöneltmiştir.
Artık Dünya’da hiçbir şey eskisi gibi olmuyor, neredeyse zorunlu ihtiyaçlar dışındaki sosyal ekonomik sağlık faaliyetlerinin çok büyük ölçüde sınırlandırılmasının ve önümüzdeki süreçte önemli sorunların ortaya çıkmasının; başta işsizliğin yığınsal olarak artması riski olmak üzere, derin ekonomik krizlerin oluşmasına ve genel sağlık sorunlarının artmasına neden olacağı açıktır.
Bu durumun Ülkemize de yansıması kaçınılmaz olarak görülmektedir. Son günlerde başta fırsatçıların fahiş fiyat uygulamaları olmak üzere tüketicinin yaşamını zorlaştıran sorunlar yaşanmakta olup, en önemlisi ise geçim zorluğu olarak ortaya çıkmıştır.
Kış aylarının sonuna yaklaşmakla birlikte kısıtlamalar nedeniyle yoğunlukla evde oturmanın sonucu olarak elektrik, su, doğalgaz tüketiminden kaynaklı gelen faturaların yüksekliği gerçek anlamda tüketicilerin yaşamını zora sokmuştur.
Bu kapsamda basın aracılığıyla öğrendiğimiz Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş. (İGDAŞ) nın doğalgaz sayaç okuma sürelerini uzatarak tüketicilere yüksek tutarlı faturalar gönderdiğini yani en az 25, en fazla 35 gün olan fatura düzenleme süresini gerekçe göstererek soruşturma başlattığı açıklandı.
Daha önce de enerji bakanlığı tarafından önceki birkaç yılın aynı dönem faturaları kıyaslanarak ortalama faturalar düzenleneceği belirtilmiş ancak bu uygulama hayata geçirilmemiştir.
Kafalar oldukça karışık olsa gerek, İGDAŞ yetkilileri yaşanan bu durumla ilgili önceden EPDK na bilgi verdiklerini herhangi bir sorun varsa çözüm üreteceklerini belirtmelerine rağmen EPDK yetkililerinden olumlu ya da olumsuz bir açıklama kamuoyuna yönelik yapılmamıştır. Ayrıca, bu durumdaki faturaları iptal ederek yeniden düzenleme yapılmaya başlandığı da yine İGDAŞ yetkilileri tarafından kamuoyuna açıklama yapılmıştır.
Bu durumda tüketicinin elektrik, su ve doğalgaz fahiş fiyatlarının tüketici üzerindeki etkisini görmezden gelerek dikkatleri başka bir yöne çekmek ve gündem oluşturmaya çalışmak iyi niyetli bir yaklaşım olmayacaktır.
Gelinen noktada açılan bu soruşturmayı tüketiciler bir siyasi hesaplaşma olarak değerlendirilmekte olup, bu konuda tüketicinin temsilcisi rolünde medyaya açıklama yapanlar ise birçok konuda olduğu gibi bilgi sahibi olmadan fikir üretmeye çalışan haddini aşanlardır.
Peki, ana sorun Faturaların öngörülen süreden daha fazla sürede okunması mıdır, yoksa doğalgaz fiyatlarının çok yüksek olması mıdır?
Biliyoruz ki, doğalgaz çevrim santralleri büyük ölçüde petrolle çalışmaktadır. Uluslararası arenada Ham Petrolde varil fiyatları son 3 aylık dönemde önemli oranda düşüş göstermiş ve 30 USD’ın altına inmiş olup, buna rağmen tüketicinin faturalarına bu indirimler yansıtılmamıştır.
EPDK, yıllardır elektrik dağıtım şirketlerinin aymaz uygulamaları karşısında tüm tüketici taleplerini görmezden gelerek yüzde 17 oranındaki haksız kayıp kaçak bedelini TBMM dilekçe komisyonunun 2012/01 sayılı kararına rağmen ortadan kaldırmak yerine tüketim bedeli içine alarak tüketicinin mağduriyetini artırmıştır. Yapılan şikayetler karşısında sadece mevzuatı işaret ederek topu taca atmışlardır. Diğer yandan faturalarda 6-7 kalem sair ücretler alınmasına karşı tüketici lehine düzenlemeler yapılmayarak tüketicinin mağdur olmasının ortaklarından biri olmuştur.
Diğer üst kurullarda olduğu gibi EPDK da yasal düzenleme olmasına rağmen tüketicinin temsili başka kurumlar tarafından yapılmaktadır.
Tüketiciler olarak, elektrik, su ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçların başta KDV olmak üzere uygulanan tüm dolaylı vergilerin/ücretlerin derhal kaldırılmasını, Uluslararası piyasalarda yapılan indirimlerin zaman geçirmeksizin tüketicilerin faturalarına yansıtılmasını talep ediyoruz.
Tüketicileri de haklarına sahip çıkarak, karşılaştıkları her türlü haksızlığa karşı hak arama mücadelesi vermeye ve somut olmayan açıklamalara itibar etmemeye çağırıyoruz.