Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) perşembe günü, nisan ayı yıllık enflasyon oranını yüzde 69,97, aylık yüzde 7,25 olarak yayımladı. Türkiye yüksek enflasyon sıralamasında bir sıra daha atlayarak 6. sıraya yükseldi. Bunun yanında ENAG, enflasyonun nisan ayında aylık yüzde 8,68, yıllık ise yüzde 156,86 arttığını açıkladı.
Merkez Bankası, yılın ilk enflasyon raporunda 2022 yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükseltmişti. Geçen hafta ise 2022 enflasyon tahminini yüzde 23,2’den yüzde 42,8’e yükseltti. Yanılma paylarına bakar mısınız? İlk tahmin yüzde 100, ikinci tahmin yüzde 90’larda! Anlaşılan nisan ayı oranlarıyla birlikte MB’nin yanılma payı artarak devam edecek. Üstelik bu sapmaların tek suçlusu olarak da yine dış dinamikler gösterildi. Allah aşkına sizin hiç mi hatanız yoktur?! Hadi yüzde 5, hadi 10, hadi 15 yanılma payını anlarız da yüzde 100 yanılma payını bana kimse Rusya Ukrayna savaşı, emtia fiyatları, döviz kuru veya arz talep dengesi olarak anlatamaz.
Veriler ortada. Rusya Ukrayna savaşı 24 Şubat 2022 tarihinde başladı. Savaş başlamadan önce ocak ayı enflasyon oranı 48,69, şubat ayı enflasyon oranı ise 54.44’dü. Mart ayının enflasyon oranı olan 61,14 ile 54,44 arasında büyük bir fark olmadığından son 5-6 yıldır sürekli yapısal olarak kırılganlaşan ekonomi, savaşın arkasına gizlenemez.
Diğer bir mazeret olarak halka anlatılmaya çalışılan ve zaten şu an tutulan tek dal olan dünya ülkelerinin son 40 yılın enflasyon oranları ile rekor kırdığına yönelik söylemler. Son yılların en yüksek enflasyon oranları olarak kabul edilen Avrupa Birliği’nde ki bazı ülkelerin nisan ayı enflasyon oranlarına bakınız. Almanya yüzde 7,8, İngiltere yüzde 7, Fransa yüzde 5,4, İspanya yüzde 8,3, İtalya yüzde 6,6, Belçika yüzde 9,3, Yunanistan yüzde 9,4, Hollanda yüzde 11,2 olarak açıklanmış. Sekiz ülkenin enflasyon oranlarının toplamı ülkemizde enflasyon oranına neredeyse eşit. Bu oranlar sadece Avrupa ülkeleri ile sınırlı değil, Amerika ve Asya ülkeleri de ortalama aynı enflasyon rakamlarına sahipler. Nisan ayı yıllık enflasyonun yüzde 69,97 seviyesine yükseldiğini de unutmamak gerekiyor. Dünya ülkelerinde ki hayat pahalılığına vurgu yapanlar keşke oranları da açıklasalar. Böylelikle ortalama 8 kat daha pahalı hayat sürdürdüğümüz gerçeği ortaya çıkacaktır.
Şahap Kavcıoğlu’nun başkanlığa gelmesiyle Merkez Bankası 23 Eylül 2021’de ilki olmak üzere, art arda iki toplantıda 300 baz puan faiz indirimine gittiğinde pek çok platformda “yapmayın, etmeyin” ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz diye tabiri caizse yalvardık. Tabi ülke genelindeki ekonomistlerin tamamına yakını aynı eleştirileri dile getirdiler. Enflasyondaki hızlı yükseliş ve Türk Lirası’ndaki tarihi değer kaybına aldırmadan faiz indirimlerine devam edildi. Ve şu an çaresiz bir şekilde önü alınamayan enflasyonun arkasından gözlerdeki ışıltıyla sadece bakılıyor. Şimdi yineleyerek tekrar soruyorum. Sizin hiç hatanız yok mu?
İlginç olan ise herhangi bir yorum katmadan ve resmi veriler apaçık ortada iken bu eleştirileri dile getirdiğimizde ya muhalefet yapmış oluyoruz, ya şükürsüz ya da nankör! Tabi sapmalar resmi rakamlar üzerinden iki katına çıkıyor. Merkez Bankası’nın tahmin oranları ile bizim hissettiğimiz enflasyon oranları karşılaştırıldığında sizce yüzde kaç sapma olurdu?
“Faiz sebep enflasyon sonuç” yaklaşımı nedeniyle faizleri düşürüp enflasyonist ortama zemin hazırlayanlar ne yazık ki şu anda sadece dolaylı faiz politikası üzerinden ekonomiyi düzlüğe çıkarmayı amaçlıyorlar. Kur Korumalı Mevduat, Altın Korumalı Mevduat derken şimdi de bireysel yatırımcıya yönelik enflasyon korumalı tahvil çalışmalarının tamamlandığına dair açıklama yapıldı. Görüldüğü üzere finansal istikrar sadece faiz politikası ile sürdürülmeye çalışılıyor. Peki zaten faiz politikası ile yürünecekti ise faizleri indirip dövizin artmasına, devamında tüm mal ve hizmetlere yansıyan enflasyon döngüsüne ülkeyi neden soktunuz?
Son olarak Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Nisan ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Bakan Muş’un açıklamalarına göre ihracatta yüzde 24,6, ithalatta ise yüzde 35 artış olmuş. Bu veriler ışığında dış ticaret açığı 6,1 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Verilerden anlaşıldığı üzere cari açığı azaltmaya yönelik uygulanan ihracata dayalı ekonomi modelinde sıkıntılar olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor.