Ülke ekonomisindeki dolarizasyon eğiliminin yükselişini değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz; “yabancı para mevduatlarında artış devam ediyor” dedi.
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
Bir ülkenin ekonomisinde, ulusal paranın hesap birimi olma ve ödeme aracı olma gibi en temel işlevlerini yabancı paranın yerine getirmesi, yani ulusal paranın yerini yabancı paranın alması olgusu dolarizayon olarak tanımlanmaktadır. Dolarizasyon, ulusal para birimi yerine, yabancı ülke parasının kullanılması, ekonomik ilişkilerin yabancı para birimi üzerinde kurulması anlamına gelmektedir.
Ülke ekonomisindeki dolarizasyon oranı, toplumun ekonomi yönetimine olan güvenine işaret etmekte, 30 rakamının üzerindeki dolarizayon sayısının, o ülke ekonomisinde işlerin yolunda gitmediğinin göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın 31.12.2021 tarihli Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ndeki verileri esas alınarak yapılan hesaplamalarda, 31.12.2021 tarihi itibariyle Türkiye ekonomisindeki dolarizasyon eğilimi 63,97 seviyesine gelmiş bulunmaktadır. Yani iktisat bilimi bakımından sınır değer kabul edilen 30 sayısının bir katında dahi fazladır.
2018 yılında yaşanan kur şokunda, Türkiye’nin dolarizasyonunun 44’ler seviyesinde olduğu, 2001 krizinde dahi 60’lar civarında olduğu anımsandığında, ulaşılan 63.97’lik dolarizasyon, tarihin en yüksek seviyesine işaret etmektedir.
20.12.2021 tarihinde açıklanan kur garantili mevduat uygulaması ile yabancı paraya yönelimin durdurulacağı ve ekonomideki dolarizasyon eğiliminin önünün kesileceği amaçlanmışsa da, uygulamaya konulan bu kararın etkisinin olmadığı, aksine yabancı para mevduatlarında artışın devam ettiği görülmektedir.
Hemen her kesimin itirazları ile karşılaşan bu uygulamanın dahi 10 günlük süre içinde yabancı paradaki yoğunlaşmayı çözemediği ortaya çıkmıştır. Bu durum, yurttaşların ülke ekonomisine ve ekonomi yönetimine olan güvensizliğinin de en açık göstergesidir.
Bir ülkenin ekonomik ilişkilerinin ulusal para yerine, yabancı para cinsinden kuruluyor olması, ülke yurttaşlarının birikimlerini yabancı para cinsinde tutmaya devam etmesi, ekonomide her türlü olumsuz senaryonun gerçekleşme olasılığını da ortaya koymaktadır. Yabancı paranın egemenliği altında hareket eden ekonomiye sahip bir ülkenin dış ticareti ve dahası dış politikasının bu olumsuz etki altında kalacağı açıktır.
Kaynakları ile güçlü bir ülke olan Türkiye bu zor zamanları aşmak, ayağa kalkmak, bu bataklıktan çıkmak zorundadır. Bunun için ekonomi yönetiminin hatalı karar ve uygulamalarından vazgeçmesi, ekonominin aktörleri ve toplumla iletişimin doğru şekilde kurulması, güven sağlayıcı adımları atması gerekmektedir.