Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) // Merkez Yönetim Kurulu
1972 yılından bu yana, Dünyada ve ülkemizde 5 Haziran tarihi “Dünya Çevre Günü”, ayrıca ülkemizde ise 5-11 Haziran tarihleri arası “Çevre Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Çevre, doğa, yılda sadece bu günlerde birkaç süslü sözlerle anılamaz. Yıllardır ülkemizde süre gelen çevre ve doğa katliamlarına karşı verilen mücadelelere yetkililer kulaklarını tıkamaya devam etmektedir ve hatta bu mücadeleleri bizzat engellemektedir.
Bugün 5 Haziran çevre günü olması nedeniyle, Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) olarak, 5 Temmuz 1986 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Evrensel Tüketici haklarından olan “Sağlıklı Çevrede Yaşam Hakkı” ve ‘Sağlık ve Güvenliğin Korunması Hakkı’nı tüketicilerin vazgeçilmez haklarından olduğunu yetkililere hatırlatmak istiyoruz.
Sağlık şartlarına uygun, ekolojik dengenin bozulmadığı, temiz hava, yeterli ve temiz su, daha çok yeşil alan, sağlıklı ve kaliteli alt yapı hizmetlerinin bulunduğu yaşama alanlarımızın olduğu, sağlıklı çevrede yaşama hakkımızı kullanarak sağlık ve güvenliğimizin korunmasını istiyoruz. Her tüketicinin bu temel ihtiyaçlarının giderilmesi hükümetlerin görevi olduğu Anayasamızın 172. maddesinde güvence altına alınmıştır.
Doğayı ve yaşam alanlarını katleden projeler, şehirlerin, ormanların, koruların, parkların, yaşam alanlarının talan eden faaliyetler, sürekli artmakta olan çevre kirliliği, koruma alanların koruma statülerinin kaldırılması, meralar, milli parklar, ormanlar, tarım alanları, sulak alanlar, zeytinlikler, doğanın ve çevrenin korunması ruhundan uzak çeşitli gerekçeler ve kararlar ile ranta, talana, yağmaya kurban edilerek nefes alınamaz beton yığınlarına dönüştürülmek istenmesi, ÇED yönetmeliği ve Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler doğanın ve çevrenin idam fermanının imzalanması ve Türkiye’nin ekolojik geleceğinin ipotek altına alınması demektir. Sağlıklı çevrede yaşam hakkımızın yok edilmesi demektir, çocuklarımızın geleceğinin yok edilmesi demektir.
Bugün meralardan hayvan başına para alınmakta, hayvancılık çiftçilik artık iyice bitirilmektedir. Doğa bu şekilde parayla satılamaz. Yoksa artık meraya dışkısını bırakan hayvanlardan tuvalet ücreti alınacaktır.
Biz tüketiciler çevresi ile doğası ile tarihi ve kültürel değerleri ile yaşanabilir bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Evrensel Tüketici haklarından doğan haklarımızı yaşamak istiyoruz. Beton duvarlar arasında çölleşmiş bir Türkiye’de yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle kamuoyunu ve yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Son ırmak kurumadan, son ağaç yok olmadan, son balık ölmeden, yeşilimiz yok olmadan, derelerimiz kurumadan, endemik bitkilerimiz yok olmadan, sağlığımızda önlenemez hastalıklara yol açmadan; paranın (rantın) yenmeyen bir şey olduğunu 5 Haziran Çevre Günü nedeniyle bir kez daha hatırlanmasını ve doğamızın atalarımızdan miras ve gelecek kuşaklara iletilmek üzere emanet olduğunun bilinmesi istiyoruz.
Saygılarımızla