3 Bin 750 TL Görüş Bildiren Asgari Ücretliler!

171

Nihat Altay // Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı ve Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hakemliğinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başladı. İşvereni temsilen TİSK, işçi tarafını ise Türk-İş temsil ediyor. 2022 Ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak zam oranını siyasiler, medya kuruluşları, gazeteciler, Sivil Toplum Kuruluşları ve vatandaşlar aylar öncesinden konuşmaya, tartışmaya başlamıştı. Geçmiş yıllara göre benzerine rastlanmayan asgari ücretin bu kadar önem arz etmesi tabi ki halkın alım gücünün önemli ölçüde düşmesinden kaynaklandı. Döviz yükseldikçe temel ihtiyaçtan elektronik eşyaya, giyimden yakıt giderlerine, konuttan araçlara, ekmekten simide kadar her ürün ve hizmet fahiş oranda zamlandı. Şimdi çalışan kesimin beklentisi çok yüksek ve hayal kırıklığı yaşamak istemiyorlar.

Asıl vurgulamak istediğim konu 10 milyona yakın çalışanı ve ailelerini etkileyecek toplantıda tüm kesimlerin görüşlerinin alındığı belirtilen anket sonuçları olacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in açıkladığı anket sonuçlarında, ankete katılan işverenlerin yüzde 34’ü asgari ücretin ne kadar olması gerektiğine yönelik soruya 3 bin 501 lira ile 3 bin 750 lira arasında yanıtını verdi. İşverenlerin yüzde 19.3’ü 3 bin 251-3 bin 500 lira, yüzde 13.7’si ise 3 bin 751-4 bin lira arasında olması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Ankete katılan işverenlerin yüzde 74.3’ü, asgari ücretin artırılmasının işten çıkarmalara yol açacağını söylerken, yüzde 25.7’si ise işten çıkarılmalara yol açıp açmayacağı yönündeki soruya “hayır” yanıtını verdi. Yüzde 74.3’lük kesimin pek çoğunun arkadaşıyla yediği akşam yemeği 4 bin liranın üzerinde. Ve bu kişiler, “asgari ücretin artırılması işten çıkarılmalara neden olur” diye görüş bildiriyorlar. Yoksulların açlık sınırından önce zenginlerin tokluk sınırı belirlense dünyada ki pek çok sorun kendiliğinden çözülecektir. Bu nedenle yeni asgari ücret belirlenmeden işten çıkarılmalara gerekli düzenleme yapılarak mutlaka önlem alınmalıdır.

Ankete katılan çalışanların yüzde 37.3’ü asgari ücretin 3 bin 750-4 bin lira arasında olmasını isterken, yüzde 13’ü ise 4 bin-4 bin 500 lira arasında olması gerektiğini bildirdi. Asgari ücretin 4 bin 500 lira üzerinde olmasını isteyenlerin oranı ise yüzde 21.8 olarak açıklandı. Hadi işverenlerin verdiği 3 bin 251 liralık teklifi anlarım. Ancak açlık sınırının 3 bin 900 liraya yaklaştığı, yoksulluk sınırının ise 10 bin lirayı aştığı bir dönemde asgari ücretlilerin içinde 3 bin 750 lira teklif veren tek bir kişi olduğuna ihtimal dahi vermem. Bin 200 liradan aşağı kiralık evin olmadığı, elektrik, doğalgaz ve su giderlerinin arttığı, hepsinden önemlisi 1 kg peynirin en uygun fiyatının 40 lira olduğu, 9 kg margarinin 450 liraya satıldığı günümüz şartlarında 3 bin 750 liraya geçinebilecek işçinin olağanüstü güçlere sahip olması gerekir. Bu nedenle ankete katılanların gerçekten asgari ücretli olup, olmadığına dair bende soru işaretleri oluştu. Hissedilen enflasyonun yüzde 60’larda olduğu bir dönemde hangi asgari ücretliye sorarsanız sorun, yeni ücretin 5 bin liradan aşağı olmasını istemez, isteyemez. Memurlar dahi “geçinemiyoruz” diye şikayet ederken hem ağır şartlarda çalışan hem de enflasyon altında ezilen işçilerin bu rakamları talep etmeleri biraz trajikomik olmuş.

Sonuç olarak döviz kuru hızının kesilmediği ve kesilecek gibi görünmediği bu günlerde öyle bir rakam çıkmalıdır ki çalışan kesim sadece bugün değil ilerleyen günlerde de döviz kurunun altında ezilmemelidir. Bu nedenle komisyondakiler adaletli davranarak, belirleyecekleri rakam insan onuruna yakışır olmalıdır.