Samet Beyaz / Eğitmen, Sosyolog
Sevgili okurlarım, günümüz evliliklerinin çözülmeye uğradığını üzülerek gözlemlemekteyim. Bu çözülmelerin sebepleri olduğunu düşündüğüm birkaç husus üstünde durmak isterim.
Yükselen bireycilik: Günümüzde aile bireyleri birlikte çok az vakit geçirmektedirler. İnsanlar çocuklarının ve eşlerinin mutluluğundan daha çok kişisel mutluluk ve gelir kazanmayı düşünen bireyselciler haline gelmektedirler.
Romantizmin zayıflaması: ABD’de romantik aşk hakkındaki inanışa göre cinsel istek ve tutku azaldıkça evlilikler başarısız olmaktadır. Türkiye’de de durum farklı değildir. Cinsellik bir ailenin sağlıklı şekilde devamını sağlayan işlevlerden birisidir ve aile kurumunun temeli denebilecek kadar önemlidir. Ancak günümüz evliliklerinde ne yazık ki aynı çatının altında yataklarını ayırmış çiftlerin de var olduğu bir gerçektir. Birçok insan heyecan ve romantizm arayışı içerisinde yeni ilişkilere girip evliliklerini sonlandırmaktadırlar.
Kadınların erkeklere olan bağımlılığı azalmıştır: Kadınların iş gücüne katılımının artması kocalarına olan ekonomik bağımlılıklarını azaltmıştır. Böylece kadınlar mutsuz olan evliliklerini kolayca terk edebilmektedirler.
Günümüz evliliklerinin birçoğu gergindir: Çoğu durumda her iki eş evin dışında çalıştığından işleri aile hayatlarına ayıracakları enerjiyi azaltmaktadır. Çocukların yetiştirilmesi durumunda iş daha da zorlaşır. Çocuklar bazı evlilikleri dengeler. Fakat boşanmalar genellikle çocukların küçük yaşta olduğu, evliliklerin ilk yıllarında yaşanır.
Boşanma toplumsal olarak kabul edilebilir hale gelmiştir: Boşanmalar birkaç kuşak önce güçlü bir damgalanma olarak kabul edilirken, şimdilerde ise aileler ve arkadaşlar artık çiftleri boşanmaktan vazgeçirmek için daha az çaba gösteriyorlar. Ve hatta boşanmaktan vazgeçirmek şöyle dursun, “kocanın derdini çekme, boşan kurtul, serbest yaşa” gibi ahlaki olmayan telkinlerle boşanmaların müsebbibi olmaktadırlar.
Yasal olarak boşanma kolaylaşmıştır: Geçmişte mahkemeler çiftlerden birinin veya ikisinin zina, fiziksel istismar gibi davranış suçları olması durumunda boşanma kararı veriyordu. Bugün ise çiftlerin boşanması için evliliğin başarısız olduğunu beyan etmeleri yeterli olmaktadır.
Duygusal olgunluk ve parasal eksikliği olan genç çiftler, özellikle kısa süre flört ederek evlenenler, büyük oranda boşanma riski içindedirler. Beklenmedik bir hamilelikten sonra evlenme durumunda veya çiftlerden birinin ya da ikisinin madde bağımlılığı sorunları olduğunda boşanma riski yine artmaktadır. Ebeveynleri boşanmış insanların boşanma oranlarının da daha yüksek olduğunu gözlemlemekteyiz. Araştırmacılar çalışmalarda rol modellerinin de etkisine dikkat çekmektedirler. Çocuklar ebeveynlerinin boşanmasına bakarak kendilerini boşanmaya göre ayarlamaktadırlar.
Çiftler başarılı bir kariyere sahip iseler boşanma daha yaygın; sadece iki kariyerin var olmasından değil, aynı zamanda ekonomik açıdan güvenli olmak da mutsuz bir evde var olmayı gerektirmiyor. Sonuçta boşanan kadın ve erkek benzer şekilde bunu bir kez veya daha fazla tekrarlıyor. Bir evlilikten diğerine yüksek risk unsurları onları takip ediyor. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ailelerin inşa edilmesini diliyorum.