Vatandaşın cebi deniz değil!

714

23 Ekim’de Resmî Gazetede yayımlanan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanı Kararına göre, Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamındaki periyodik muayene hizmetleri özelleştirme kapsam ve programına alındı. Buna göre, halen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan tüm ölçü aletlerinin periyodik muayeneleri, özelleştirme ihalesini kazanan şirketlere verilecek.

Bu uygulamanın, başta elektrik, su ve doğalgaz sayaçları üzerinden vatandaşa yeni bir yük getireceğini söyleyen Tüketiciyi Güçlendirme Derneği (TÜGÜDER) Başkanı Jale Yanılmaz, özelleştirme uygulamalarında kamu yararının gözetilmesinin öncelikli olması gerektiğini fakat bugüne kadar yapılan özelleştirmelerde durumun hiç de öyle gelişmediğini vatandaşın beli bükülürken, şirketlerin çıkarlarının ön planda tutulduğunu ifade etti.

Bu uygulamaların Anayasamızın 2. Maddesinde yer alan sosyal devlet anlayışını yok sayan uygulamalar olduğunu söyleyen Yanılmaz, “Devlete hükümet edenler, Anayasamızın işlevselliğini muhafaza etmek konusunda herkesten daha yüksek sorumluluk ve şuura sahip olmalıdırlar. Toplum olarak bizlerin beklentisi budur” dedi.

Sadece elektrik, doğalgaz, su değil

TÜGÜDER Başkanı Yanılmaz, “Bugüne kadar Sanayi Bakanlığının bünyesindeki birimler tarafından yapılan bu periyodik bakım hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi  ile vatandaşın sadece elektrik, doğalgaz, su ile ilgili yükleri artmayacak, bu kapsamda yer alan akaryakıt sayaçları, taksimetreler ve naklimetreler,  uzunluk, alan, hacim ölçerler, yoğunluğu ve bir gaz ya da sıvı ağırlığı ölçen aerometreler, hububat muayene aletleri, akım ve gerilim ölçü transformatörleri, demiryolu yük ve sarnıçlı vagonların muayene giderleri de farklı sektörler aracılığı ile vatandaşın cebine yansıyacak. Her sektör kendi maliyetinin ve üzerine koyacağı karın faturasını vatandaşa yansıtacak, vatandaş tüm bu maliyetleri tek başına üstlenecek; bu en hafif tabir ile haksızlıktır” diye konuştu.

Vatandaşın cebi deniz değil

Yanılmaz, “Halen kaçak elektrik kullananların faturasını ödeyen tüketicilerimiz yani vatandaşlarımızın tepkileri devam ederken, işsizlikten, hemen her ürün ve hizmetteki pahalılıktan tükenme noktasına gelinmişken, en temel insani ihtiyaçların karşılanması bile bu denli zorlaşmışken, özellikle de salgınla birlikte bu zorluklar katlanarak artmışken böyle kararlar alınabiliyor olmasını anlamlı bulmak mümkün değil. Vatandaşın cebi deniz değildir. İnsanlar “yandım” dedikçe üstüne bir odun daha atmak insaftan uzaktır” diye ifade etti.

Topluma arkasını dönenlerin arkaları boş kalır

Yetkililere seslenen Yanılmaz, ‘eve ekmek götüremiyoruz’ diyen vatandaşların sözlerinin abartı değil gerçeğin tam da kendisi olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşamını idame etme kabiliyetini gün be gün kaybediyor toplum. Geleceğe yönelik beklentileri, umutları sönüyor. İntiharlar, şiddet davranışları, cinayetler, boşanmalar ve hatta ülkeyi terk edip başka ülkelere yerleşmeler artıyor. Hükümet yetkililerinin, kendi vatandaşını, sırtında bir yükmüş gibi silkeleyip atan bu yaklaşımlardan uzaklaşmasını istiyoruz. Toplum, zor günlerinde yarasına tuz döken değil, yarasını saran bir yönetim istiyor çünkü bu onun hem evrensel hem insani hem de Anayasal hakkıdır. Bilmelidirler ki; topluma arkasını dönenlerin arkaları boş kalır.”

http://www.tuguder.org/haberdetay/basin-aciklamasi-vatandasin-cebi-deniz-degil