Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu, TBMM Dilekçe Komisyonunda Ak Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli başkanlığında Ön Ödemeli Konut Satışlarında yaşanan sorunların araştırılması ve çözüm önerileri sunulması ile ilgili kurulan komisyonda sunum yapmak amacıyla meclise gitti. Platform Başkanı Özlem Hanelçi bazı projelerde yaşananları örneklendirirken, Platform Sözcüsü Fahri Kaygu da sorunun nedenleri ve çözüm önerileri ile ilgili hazırlamış olduğu konuşmasını komisyona hitaben gerçekleştirdi.
Tüketicilerin konut almak için ödediği paraları sermaye yapıp kendilerine servet yapan konut dolandırıcıları karşısında, mağdur edilen konut tüketicilerinin sesi olan Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platform Başkanı Özlem HANELÇİ ve Platform Sözcüsü Fahri KAYGU konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
“Ön ödemeli konut satışlarında yaşanan problemlerin önlenmesi için Ticaret Bakanlığının konut satıcılarının yasaya uygun satışlar yapmasını sağlaması yeterlidir.
Kanunun öngördüğü şekilde Belediyeden onaylı ruhsatı olan ,kat irtifaklı tapuları çıkartılmış bir konut projesinden, tapu müdürlüğünde kat irtifaklı tapunun devri ile veya noterde düzenleme şeklinde yapılmış ön ödemeli konut satış sözleşmesinin kat irtifaklı tapuya şerh edilmesi ile birlikte düzenlenecek bir sözleşme ile BERABER , konut teslimine kadar tüketiciden tahsil edilecek bedel miktarınca kanunun ön gördüğü teminatlardan birinin verilmesini , kanunun uygulanmasını sağlamakla görevli ilgili bakanlık yerine getirirse, satıcı ölse, batsa, sakat kalsa, deprem olsa, sel olsa, imar değişse, satıcı müteahhit ile arsa sahibi HUSUMETE düşse bile tüketicinin teslime kadar ödeyeceği bedel teminat altında olduğundan ayrıca tapu devri veya hakkın güçlendirilmesini sağlayan tapudaki şerh ile kişisel haklar korunduğundan tüketicinin mağdur olması imkansızdır.
Esenyurt’ta 30 bin İstanbul da 100 bin ülkemiz genelinde 300 bin kişi konut alırken nitelikli yalanlarla (Hile ile) çeşitli şekillerde aldatılarak mağdur edilmiş, kısacası DOLANDIRILMIŞTIR.
KANUNLARA UYGUN SATIŞ YAPILMASI SAĞLANSA KİMSE DOLANDIRILMAZDI
KONUTLA YAPILAN DOLANDIRICLIK ŞEKİLLERİNDEN BAZILARI ŞÖYLEDİR
a-Müteahhit arsa sahibi ittifakı ile yapılan dolandırıcılık
b-Kentsel dönüşüm bölgelerinden arsa toplayarak yapılan dolandırıcılık
c-İPOTEKLİ KONUT TAPUSU İLE YAPILAN DOLANDIRICILIK
d-PROJE YAPMA VAADİYLE ARSA PARASI TOPLAYIP ARSA TAPUSU KAÇIRILARAK YAPILAN DOLANDIRICILIK
e-BİLİNÇLİ OLARAK PROJELERİN YARIM BIRAKILMASIYLA YAPILAN DOLANDIRICILIK
f-Adi yazılı sözleşme ile temlik edilen hakkın tapu devir edilerek veya ipotek verilerek 3. Şahıslara kaçırılması ile yapılan dolandırıcılık
Bu yöntemler ayrı ayrı projelerde gerçekleştirilebildiği gibi hepsinin bir projede uygulamaya konulduğuna da bazen şahit olmaktayız.
Dolandırıldığını fark eden vatandaşlar sosyal medyadan bir araya gelip, çeşitli eylemler yaparak sesini duyurmaya çalıştı.
Sesi duyan bazı devlet büyüklerimiz “Hukuka gidin, hukuka” dedi. Konu organize çeteler tarafından tüketicinin mal varlığının kanunlar çiğnenerek herkesin gözü önünde gasp edilmesiydi.
Sn Savcıların resen soruşturma açabileceği konuyla ilgili vatandaşlar savcılıklarda suç duyurusu yapmak zorunda bırakıldı. Şikayetlerin, mağdur tarafından ciddi emekler harcanmadan davalaştığına şahit olmadık.
ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞLARI NEDENİYLE OLUŞAN SORUNLARDAN İDARE SORUMLUDUR
İdarenin sorumluluğu hizmet kusuru nedeniyle oluşan kusurlu sorumluluk ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayanmaktadır. “Hizmet kusuru idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir âmme hizmetinin ya kuruluşunda, tanzim ve tertibinde veya teşkilâtında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde gereken emir, direktif ve talimatın verilmemesi, nezaret, murakabe, teftişin icra olunmaması, hizmete tahsis olunan vasıtaların kifayetsiz , elverişsiz, kötü olması, icap eden tedbirlerin alınmaması, geç, vakitsiz hareket edilmesi şeklinde tecelli eden bir takım aksaklık, aykırılık, bozukluk, intizamsızlık, eksiklik sakatlık arz etmesidir.”
Kısaca hizmet kusuru, idarenin yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin kuruluşunda, teşkilatında, işleyişinde ya da faaliyetlerindeki aksaklık, aykırılık, bozukluk, eksiklik ve düzensizliktir. Kişilerin, idarenin faaliyetlerinden doğan zararlarını, her zaman idarenin kusurlu davranışına dayandırma imkânı bulunmamaktadır.
İdarenin kusuru bulunmasa dahi yaptığı bazı işlem ve eylemler nedeniyle de kişiler zarara uğrayabilmektedirler. Söz konusu zararların kişiler üzerinde bırakılmayarak idarece tazmini, kısaca idarenin kusursuz sorumluluğu olarak tanımlanabilir. Ancak idarenin sorumluluğu için uğranılan zararın kişisel, özel ve olağanüstü bir zarar olması gerekmektedir.
Konut alırken koruyucu yasalara rağmen Esenyurt’ta 30 bin İstanbul’da 100 bin ülke genelinde 300 bin kişinin mağdur olması, yargıya müracaat eden kişilerin uzun yıllar boyunca hukuk mücadelesi vermesine rağmen hakkına yargı yoluyla bile ulaşamaması nedeniyle kişiler olağan üstü zarara uğramıştır.
İdarenin kusurlu olduğu tespit edilse veya kusursuz dahi olsa uğranılan zararın kişisel, özel ve olağanüstü bir zarar olması nedeniyle idarenin sorumluluğu bulunmaktadır.
Bireysel hukuk mücadelesi ile mevcut sorunun tüketiciler lehine çözümünün imkansız olduğu, yıllardır verilen hukuk mücadelesi ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle meclisimizin yasama gücünü kamu yararına olacak şekilde kullanarak müteahhit ve arsa sahipleri arasındaki özel sözleşmelere, idarenin müdahale etme imkanını oluşturacak yasal bir düzenleme yaparak TOKİ eliyle yarım kalan projelerin tamamlanmasının sağlanması, kişisel olağan üstü zararlar oluşmasına neden olan kişi kurum ve çalışanlarına oluşan zararın tazmini için idarenin rücu hakkını kullanarak harcadığını onlardan geri almasını Konutla Dolandırılan Hak Sahipleri Platformu adına arz ve talep ederiz. “
- Toplantının detaylarını, komisyon tutanakları yayınlandıktan sonra size bildirmeye devam edeceğiz. Takipte kalın.