Türkiye’nin önde gelen isimlerinin katıldığı ve sanayide patent kullanımının ele alındığı online toplantıda “icat çıkarılmasının önünün açılması ve patent konusunda farkındalığa önem verilmesi” görüşünde buluşuldu.
Covid-19’un dünyada etkileri sürerken yerli üretim her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Yerli üretimin güçlenmesinde teknoloji ve patentlerin önemine dikkat çekmek için Güvenilir Ürün Platformu ve Adres Patent iş birliğinde düzenlenen ‘Sanayinin Merkezi İstanbul’ isimli online toplantı yoğun ilgi gördü. Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ümit Ünal, ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yüksel, HASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozdağ ve Türkiye Patent Hareketi Başkanı Ali Çavuşoğlu konuşmacı olarak katıldı. STK’lar, sanayiciler ve basın mensuplarının sorularının yanıtlandığı toplantıda şu görüşler dile getirildi:
“141 yaşında olan bir patent geçmişimiz var”
Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yüksel, “141 yaşında olan bir patent geçmişimiz var. Türkiye’de patent ve faydalı modele baktığımız da 20 binli sayıları geçtiğimizi görüyoruz. Bu ülkemiz için önemli bir değer” diye konuştu. Diğer taraftan ihracat rakamlarının artmasıyla patent ve markalaşmanın doğru orantılı olduğunu söyleyen Yüksel, “1995’te 16 bin marka varken 2019 yılında bu sayının 134 bine ulaştığını görüyoruz. Patent ve faydalı model başvurularına baktığımız zaman ise 482 bin marka 38 bin patent, 166 bin tasarıma sahip olduğumuzu görüyoruz. İstanbul ve Türkiye özelinde baktığımızda patent sayılarının artmasına bağlı olarak ihracatımız da artıyor” şeklinde konuştu.
Diğer yandan ihracatta kilogram başı değerin 1,30 dolar seviyelerinden 2 dolar civarına çıkarılması halinde 50 milyar dolarlık bir girdinin elde edileceğine işaret eden Yüksel, “Bu rakam cari açığın kapatılması açısından son derece önemli. 2001 yılında ihracatın kilogram başı değeri 0,69 dolar. 2018 yılında ise bu rakamın 1,28 dolara. 2019 yılında 1,37 doları olduğu görülüyor. 2020 ve 2023 hedeflerinde 2 doların yakalanması hedefleniyor. 2030 hedefi ise 4 dolar bu hedef ülkemiz açısından son derece önemli. Bu rakamların yakalanması yüksek teknolojili üretimlerden geçiyor. Bunu yaparken de imal ettiğiniz ürünü fikri, sınai ve mülkiyet hakları yönünden koruma altına almalısınız. Aksi halde ürününüz alıkonulabilir, taklit edilebilir” ifadelerini kullandı.
“Toplamda 10 bin patente imza atmışız”
Adres Patent olarak kuruluştan beri, 60 bin markaya 2 bin 500 yurt dışı markaya 5 bin endüstriyel tasarıma, toplamda ise 10 bin patente imza attıklarını kaydeden Yüksel, “Bunun yanı sıra Adres Patent Türkiye’nin ilk patent fuarını gerçekleştirdi. 1 milyon patent sloganıyla 2023 hedeflerine destek sağlarken, bin 800 işletmeye patent eğitimi verdi. Diğer yandan üniversitelerde patent sürecinin yaygınlaşmasına da önemli katkılarda bulunduk” diye konuştu.
Yüksek ve orta yüksek teknolojilerin kapasitesi artırılacak
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın son dönemde sanayi alanında önemli teşvikler verdiğine dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ümit Ünal, “Amacımız yüksek teknolojiyle entegre bir sanayi altyapısı kurmak. Bu bağlamda Ar-Ge ve inovasyon yoksa yüksek katma değer de yoktur. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak 300 ürünün yerlileştirilmesini sağlayarak kısa vadede 30 milyar dolarlık cari açığın kapatılmasını hedefliyoruz. Makine, deniz taşımacılığı, elektronik, havacılık, kimya, raylı sistemler ve tarımda yerlileşme hamleleri önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu sektörlerde 10 milyon lira ile 50 milyon lira arasında ciddi anlamda proje destekleri veriyoruz. Ar-Ge’den Ür-Ge ve ihracat desteklerine kadar birçok alanda ciddi teşviklerin verildiğini görüyoruz. Özellikle ürünlerin ticarileşme süreçlerine de ciddi destekler veriyoruz. Diğer yandan yurt dışından ithal edilen ancak yerli imkanlarla yapılması mümkün olan 400 ürünün yerlileştirilmesi konusunda çalışmalarımız var. Bu kapsamda eşleştirmeler alım garantili olarak yapıldı. Bu eşleştirmelerin de cari açığımıza 30 milyar dolar katkı getireceği ifade ediliyor. Türkiye’ nin orta teknolojili ürün imalatı yüzde 35, yüksek teknolojili ürün imalatı ise yüzde 4 dolayında. Bizim bakanlık olarak hedefimiz bu oranları yüzde 51’ye çıkardığımızda sanayi imalatındaki kapasitemiz 180 milyar dolardan 375 milyar dolara çıkar. Bu alandaki gelişmeler katlanarak ilerliyor.”
“Üniversite-sanayi işbirliği kritik bir yere sahip”
Yerli ve milli üretimin pandemi döneminde daha fazla önem kazandığının altını çizen İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, “Özellikle 1 liraya satılan bir maskenin ne kadar stratejik bir yere çıkarıldığını ve COVID-19 nedeniyle kayıpları minimum seviyeye indirdiğini hepimiz gördük” dedi. Hazır giyim konusunda depolarda kalan ürünlerin değerinin 1,5 milyar dolar olduğunu kaydeden Tepe, “Bu süreçte bizde tezgahlarımızda maske üretimine ağırlık vererek, dünyanın birçok noktasına maske gönderecek duruma geldik. Bugün tekstil sektörüne küresel anlamda baktığınız zaman biz Çin ve Bangladeş’ten sonra dünyanın üçüncü hazır giyimcisiyiz” şeklinde konuştu. Diğer taraftan katma değerli üretimlerde üniversite-sanayi işbirliği kritik bir yere sahip olduğunu dile getiren Tepe, “Gelişmiş ülkelerden farklı olarak en büyük sorunumuz katma değerli üretimde üniversite sanayi işbirliğini bütün sektörlerde kuramamak” değerlendirmesinde bulundu.
Hedef 1 milyon patent
2023 yılı için Türkiye’de 1 milyon patent hedefi belirlediklerini ifade eden Türkiye Patent Hareketi Başkanı Ali Çavuşoğlu, “Bunu kent bazında OSB’ler, İl Müdürlükleri ve üniversitelerle iş birliği yaparak artırmayı hedefliyoruz. Türk Patent tarafından açıklanan rakamlarla 2023 yılına kadar geri sayım yaparak 1 milyon patent hedefine ilerleyeceğiz” açıklamasında bulundu. Özellikle belli şirketlerde fikri, sınai ve mülkiyet haklarının değerinin şirketin toplam değerleri içinde yüzde 90’dan fazla paya sahip olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Bazı sektörlerde bu geçerli olamayabilir. Ancak yüksek teknolojili ürün imalatı yapan firmalarda bu durumu görüyoruz. Bu kapsamda patentin önemi her geçen gün artıyor, patent konusundaki farkındalığın ilkokul düzeyinden başlatarak inovatif bir bakış açısının yakalanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Alınan patentlerin ticarileşmesi konusunda hedeflerin olması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, “COVID-19’a rağmen 2020’nin ilk altı aylık döneminde patent sayılarında yüzde 25 civarında bir artış var. 2020 sonunda ise 15 bin civarında patent başvurusu bekliyoruz. Bu rakama ulaşmak adına firmalar olarak farkındalık oluşturmamız gerekiyor” dedi.
Yüzde 1’lik pay kapasitenin iki kat artmasını sağlar
“COVID-19 Çin’den ciddi bir pasta almamızı sağlayabilir” diyen Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “Özellikle otomotiv, tekstil gibi sektörlerde Ülkemiz rüştünü kanıtlamış durumda. Kapasite kullanım konusunda yüzde 76 ila 80 arasında bir orana sahibiz. Kalite ve fiyatlama konusunda ise cazip fırsatlarımız var. Bizim sadece Çin’den alacağımız yüzde 1’lik bir pasta bile sanayide şu an ki durumun iki katı kadar yatırımı gerektiriyor. Ayrıca markalaşma ve patentleşme alanında da ciddi anlamda yatırım yapmamız gerekiyor. Özellikle ülkelerin patent alanında da savaştıkları görülüyor. Son 20 yılda fikri, sınai ve mülkiyet haklarının önemi daha fazla anlaşılmaya başlandı. Dünyadaki önde gelen firmaların yatırımlarının büyük bir kısmını markalaşmaya ayırdıklarını biliyoruz” dedi.
“Kurumsal firmalar öne çıkmalı”
Türkiye’de patent konusunda gerekli farkındalıkların yaygınlaştırılması ve birçok alanda çalışma yapılması gerektiğini dile getiren Hadımköy Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Hüseyin Bozdağ, “Diğer taraftan patent alanında Adres Patent gibi kurumsal yapıda olan firmaların daha fazla ön plana çıkması gerektiğini düşünüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.