Mustafa Keser, Bülent Ersoy’la sunduğu “Benzemez Kimse Bize” programının iki bölüm sonra yayından kalkmasının ardından YouTube kanalından bir video yayınlamıştı. Keser, Ersoy için “Seni diva değil, divan yaparlar” demiş ve programın sanatçının kaprisleri yüzünden bittiğini sözlerine eklemişti. Bülent Ersoy, “Söylemezsem Olmaz” programında Mustafa Keser’in iddialarına tek tek yanıt verdi.
Ersoy, “Benim için yapılanları hiç umursamasam da eğer gerek görüyorsam haddini aşana cevap veririm. Somut göstergelerle, verilerle masanın üzerine atarım. Şahitlerle delillerle söylenenleri çürütürüm.” ifadelerini kullandı. İki usta sanatçı arasında küfür krizi de yaşanırken, bende son gelişmeleri değerli sanatçımız Mustafa Keser’e sordum.
Onur Akay: Mustafa Bey, Bülent Ersoy size 1 TL’lik tazminat davası açmış. Bu konu ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Mustafa Keser: Davadan haberim yok. Şimdi siz söylüyorsunuz ben duydum. Açsın. Beni değersiz kılma meselesi yani. Benim çektiğim bu videonun kaldırılması ile ilgili savcılığa dilekçe vermiş. Reddedildiğine göre, demek ki bana saldırı oldu fikri burada çürüyor zaten. Eğer bir saldırı, herhangi bir ahlaka mugayir bir şey olsaydı hakim niye reddetsin o zaman.
Onur Akay: Siz de bir dava açmayı düşünüyor musunuz?
Mustafa Keser: Biliyorsunuz benim magazinle işim olmaz. 56 senedir sanatımla gündemdeyim zaten. Ben 30 senedir canlı yayın yapıyorum, her gün ekrandayım. Benim kimsenin himmetine ihtiyacım yok.
Onur Akay: Siz küfürlü videonun tamamını yayınlandıktan sonra, Bülent Hanım Söylemezsem Olmaz programına bugün bir açıklama daha yaptı ve “Acı acı güldüm” dedi.
Mustafa Keser: Buna millet bilmem neresi ile güler. Burada acı acı gülmek diye bir şey mi var Allah aşkına.
Onur Akay: Tanıtım videosu çekilirken neler oldu? Mustafa Keser: 2 defa uçağımı kaçırmışım. Çekimlerde stres var. Yine de hem ortalığı sıcaklaştırmak adına, hem de kendimi rahatlatmak için makara yapıyorum. Hatta Polat Yağcı’ya geriye döndüm. Polat bak şimdi ne yapacağım dedim. Bu bir şakadır. Zaten orada kahkahalarla gülüyoruz, zaten görüyorsunuz. Orada anasına ithafen bir küfür yok. Kaldı ki şu sahtekarlığa bak. Orada kahkahalarla acı acı gülmüş.
Onur Akay: 1999 yılında sizin kendi sunduğunuz programı Bülent Ersoy olarak aramıştım ve canlı yayında size Bülent Ersoy şakası yapmıştım.
Mustafa Keser: O olayı hatırlıyorum ama kimin işlettiğini bilmiyordum.
Onur Akay: Bendim bendim. İlk defa size itiraf ediyorum. Şimdi Bülent Hanım size karşı açıklama yaparken ben hiç küfür etmem diyor ama o zaman beni arayıp bayağı küfürlü bir şekilde kızmıştı. Bülent Ersoy’un diğer açıklamalarına nasıl bir cevap verirsiniz?
Mustafa Keser: Yalan, yanlış ve ifrat var orada. Hepsi yalan. Güzel kardeşim orada bir belge gördün mü Allah aşkına?
Onur Akay: Konservatuvardan mezun olduğuna dair diploma olabilirdi. Ses profesörü olduğuna dair belge olabilirdi.
Mustafa Keser: Neyin belgesi olacak. Japonyada bilmem nerede ses profesörü olmuş. Sende bilirsin burada bütün hastanelerde o aletten var. Gidersin sesini ölçtürürsün.
Onur Akay: Alaeddin Yavaşça ve İnci Çayırlı’nın kendisi ile ilgili açıklamaları ve gazino programlarının kadro afişlerinin gazete ilanları vardı. Hatta bir afişte Müzeyyen Senar’ın alt kadrosunda çalıştığını gösterdi.
Mustafa Keser: Görüyor musun hocam dediği kişi benim altımda çalıştı diyecek kadar da saygısız.
Onur Akay: Ben bu konuyu çok araştırdım. O zaman bazı büyük sanatçıların paraya ihtiyacı varmış ve gazino patronları çift yövmiye vermiş sırf Bülent Ersoy’un alt kadrosunda çıksınlar diye. Bilerek yapılmış yani…
Mustafa Keser: Tabii tabii… Eyvallah senin kadar araştırma durumumuz yok ama bizde birçok şeylere vakıfız yani. Asıl burada konuyu düzeltecek bir kişi var.
Onur Akay: Kim o kişi?
Mustafa Keser: Polat Yağcı kardeşimiz. Bunlar olurken o orada, konuşmaları yaptığımız zaman o orada. Kendisine söylediğim her şeyde o orada. Onu çağırsın bu magazinci arkadaşlar. O bunların ne olduğunu söylesin. Mustafa Keser doğru söylüyor der mi, yoksa Bülent Hanım doğru söylüyor mu der? O da onun kendi delikanlılığına kalmış bir şey. Onur Akay: Bülent Hanım, saat 14:00’da tanıtım çekimlerine geldiğini ve program için zaten canlı yayın olarak anlaşmıştık ifadelerini kullandı.
Mustafa Keser: Yalan… İşte Polat orada…
Onur Akay: Bülent Ersoy, programa belge olarak İnci Çayırlı ve Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’nın kendisi ile ilgili açıklamalarını da getirmiş.
Mustafa Keser: Orada çok ince bir nüans var. Alaeddin Hoca’nın hafif bir iğneli lafı var. Onu anlayacak kapasite yok. Alaeddin Hoca’nın konuşmasında küçük bir müstehzi durum var. Alaeddin Yavaşça, en son programlarından birinde kendisinin şarkılarını söyledim ve o büyük adam canlı yayına bağlandı ve “Sen bu ülkede janrının en büyüğüsün.” dedi. TRT’de kayıtlarda var. Yine İnci Çayırlı’nın da benim için söyledikleri var. Benim elimde bir video var, yayınlayacağım ve görecek o ne olacağını…
Onur Akay: Müzeyyen Senar’la ilgili olan bir video deği mi?
Mustafa Keser: Evet Müzeyyen Senar’ın kendi bahçesinde çektiğimiz bir videomuz var.
Onur Akay: Evet onu izledim. Elinde köpeği var diğ mi? Mustafa Keser: Evet… Orada Müzeyyen Senar’ın Bülent için söylediklerini yayınlayacağım.
Onur Akay: Konservatuvar hocaları sizin bilginizi her zaman takdir ediyor.
Mustafa Keser: Ayıptır söylemesi konservatuvarlara gidiyoruz müzik profesörleri karşımızda ceket ilikliyor. O daha Uşşak Makamı ile Beyati Makamı’nın farkını bilmez.
Onur Akay: O kadar da değildir. Bunu bilir bence.
Mustafa Keser: Yok yok yok… Bir programda söyledi Uşşak makamı inici çıkıcıdır dedi. Kulağımla duydum…
Onur Akay: Çıkıcı makama inici çıkıcı mı dedi?
Mustafa Keser: Evet… Efendim Hicaz Makamı’nın do diyezi ile Hicazkar Makamı’nın do diyezi aynı değilmiş. Hicazkar Makamı’nda do diyez mi var. Uşşak Makamı ana baş makamlar içinde geçen daha işin başı. Bu işin başını bilmiyorsa Evcara Makamı’nın akışını seyrini nasıl bilecek?
Onur Akay: Siz çektiğiniz videoda Süheyl Hanım demişsiniz. O Süheyla Altmışdört’dür. Hocamız kendisi.
Mustafa Keser: O anda hatırlayamamışım.
Onur Akay: O hoca bize aslını anlatmıştı. Mustafa Hocam, ben Bülent Ersoy’un da kazandığı eski Belediye Konservatuvarı olan şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda 6 sene okudum. Daha sonra da Haliç Üniversitesi Türk Musikisi Ses Eğitimi Bölümü’nden mezun oldum. Bülent Hanım Belediye Konservatuvarı’nı Coşkun Sabah’la birlikte kazanmış. Süheyla Hoca Bülent Hanım’ın solfejinin iyi olduğunu söylerdi.
Mustafa Keser: Vikipedi’de yazıyor. 2 ay gitmiş ondan sonra da bırakmış.
Onur Akay: Bırakmamış okuldan atmışlar. Ancak konservatuarda 6 ay okuduğunu da büyük nazariyatçı hocamız İsmail Hakkı Özkan anlattı. Hakkı Bey, Bülent Hanım’ın tavırlarından dolayı okuldan atıldığını tüm sınıfımıza anlatmıştı. Yani okulu bırakmamış.
Mustafa Keser: Eyvallah onu da bildiğim iyi oldu. Onu da zikredeceğim. Vikipedi’de devam ediyor. Bir üst cümlede yazıyor 2 ay devam etti sonra ayrıldı. Alt cümlede konservatuvardan mezun olduktan sonra diye başlıyor. Mezun olmamış ki… Gelmiş gitmiş… Hangi mezuniyetten bahsediyorsun? Tamam emek vermiş bir şeyler öğrenmiş ama bunlar hep yarım yamalak. Ben Münir Nurettin Selçuk’a tanbur çalmış adamım, gerçek müzisyenim. Benim tırnağım olabilir misin bilgi olarak? Biz radyoya yetişmiş sanatçı olarak girmişiz.