Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, çayda yaşanan sorunlara ilişkin soru önergesine verdiği cevaplara bir tepki de Çayın Avukatı Remzi Kazmaz’dan geldi.
“Tarım Bakanı Rize’yle Sri Lanka’yı karıştırmış olmalı” diyen Av. Remzi Kazmaz iddialarına göre, çayın ve çay üreticilerinin kronik sorunlarını şöyle sıraladı:
Kaçak ve ithal çay rize’de!
“Eskiden Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaygın olarak tüketilen kaçak çay, çayın başkenti Rize’ye kadar geldi. Kaçak çay sorunu Ak Parti döneminde de giderek büyüyor ama durdurulamıyor.
Türkiye’de yalnızca 2012 yılı içerisinde yakalanan kaçak çay miktarı 2.000 tondur. Yakalanmayanlar ile birlikte bu miktarın 35.000 – 40.000 ton aralığında olduğu düşünülmektedir. Özellikle İran’dan getirilen çaylar, Türkiye’deki çay piyasasını yerli firmalar açısından daraltmakta ve hedeflenen gelirlere ulaşma noktasında sorunlar yaratmaktadır. Bunun dışında işletmelerin kaçak çay olarak isimlendirilen İran çayının daha acı ve keskin tadını elde etmeye çabalamamaları, bu anlamda müşteri taleplerine cevap verememeleri de satış gelirlerinde olumsuz etkiler meydana getirmektedir.
Tırlarla Rize’ye getirildiği kaza sonucu ortaya çıkan ithal çaylar hala gizemini koruyor. İthal çaylar milli içeceğimiz Rize çayını tehdit ediyor.
Destekler sektörde istenen etkiyi oluşturmuyor
Politikacıların ÇAYKUR’u ve yaş çay üreticilerini yıllardır rant aracı haline getirmiştir.
Sayın Bakan, sürekli çay üreticisine yapılan desteklerden bahsediyor. Bu desteklerin sektörde istenen etkiyi oluşturmadığı bilimsel raporlarla sabit. Desteklerin sürdürebilir bir çay sektörünün sağlanabilmesi için ulusal bir ürün statüsünde değerlendirilerek kalkınma planlarında bölgenin kalkınması ve gelişmesi adına gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Yurtdışında devlet desteği yüzde 50’nin üzerinde
Yurtdışında yaş çay 12 ay hasat edildiği, işçilik ve diğer girdiler ucuz olduğu ve yaş çaya % 50’nin üzerinde devlet desteği sağlandığından üretim maliyetleri bize göre çok daha düşüktür. Bu durum piyasadaki fiyat rekabetinde dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.
ÇAYKUR’un üreticiye uyguladığı günlük yaş çay alım kotası da üretici için önemli sorunlardan biridir. Belirlenen kotanın üzerinde çay satmak isteyen müstahsil (üretici), özel sektör işletmelerine yönelmektedir. Ancak özel sektör çay işletmeleri bu durumu fırsata çevirerek ÇAYKUR’un belirlediği yaş çay fiyatının daha altında bir fiyatla alım yapmaktadır. Topladığı yaş çayı satmak zorunda olan üretici, daha düşük bir ücretle çayını özel sektöre satmaktadır.
Çay müstahsillerinin yaşadıkları bir diğer sorun ise yaş çayın ÇAYKUR’a ait çay alım yerlerine ulaştırılmasıdır. Her köyde bir ya da iki alım yerinin olduğu varsayıldığında müstahsilin özellikle uzak alanlardan yaş çayı alım yerlerine ulaştırması daha zor bir hal almaktadır. Bu sorunun aşılabilmesi için müstahsil hammaddeyi ya sırtında – kilometrelerce mesafeden – taşımakta ya da ekstra bir maliyete katlanmak suretiyle özel taşıma araçları kiralamaktadır.
Çay ı̇şletmelerinin karşılaştığı sorunlar
Çay işletmelerinin yaşadığı temel üç sorun; üretim maliyetlerinin yüksek oluşu, piyasalarda meydana gelen durgunluk ve zaman zaman kuru çay satış fiyatlarında küresel çapta ortaya çıkan düşme eğilimleri olarak sıralanabilir.
Türkiye özelinde, çay işletmelerinin sorunlarının başında, dünyadaki çay üretiminin aksine, yaş çay toplama faaliyetinin yıl boyunca yapılamaması gelmektedir. Dönemler itibari ile yapılan yaş çay hasadı, hammaddenin her an elde edilememesine neden olmaktadır. Bu durum, hem yaş çay alım fiyatlarını etkilemekte hem de üretim zamanını belirli aylara (Mayıs – Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – Ekim) sıkıştırmaktadır. Bu durum işletmelerin oldukça yüksek miktarda mamul stoğu bulundurmalarını zorunlu kılmaktadır. Artan stoklama maliyetlerinin yanı sıra elde edilen kuru çayın stoklama boyunca nemlenmesi, çayın kalitesinde de olumsuz etkiler meydana getirmektedir.
Hasat miktarı düşüyor
Çay müstahsilinin yaşadığı sorunların başında, üretici başına düşen arazi genişliğinin sürekli azalması gelmektedir. Özellikle miras yoluyla bölünen çaylıklar üreticileri tatmin edebilecek gelirin elde edilmesinin önündeki en büyük engel. Bölünen çaylıklardan dolayı hasat miktarı düşmekte ve elde edilen gelir istenen seviyelerin çok altında kalmaktadır.
Organik çaya geçilmeli
Sürdürülebilir Çay tarımına yönelik organik tarım ve iyi tarım uygulamaları gibi programların hayata geçirilmesi ve yaygınlaştırılması şart.
Günümüz ihtiyaçlarını karşılamayan çay kanunu bir an önce çıkarılmalı.”