Karantina, izolasyon ve sosyal mesafe hepimize düşen en önemli görevler

349

Tüm dünya haftalardır koronavirüs (CoVid-19) salgını ile mücadele ederken bir yandan hastalığın tedavisi diğer yandan da bulaşma zincirinin kırılması büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda #EvdeKal çağrısını yineleyen Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), bu konudaki bilgilendirmelerine de devam ediyor. TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, tüm dünya olarak karşı karşıya olduğumuz bu virüs ile enfekte olanların yüzde 81 gibi çok büyük bir bölümünün hafif yakınmalar, boğaz ağrısı, halsizlik ile geçirirken yüzde 18’inde akciğer enfeksiyon tablosu ve yüzde 5’lik bölümünde de yoğun bakım gerektiren solunumsal sorunlar ortaya çıktığını hatırlattı.

CoVid-19 enfeksiyonunun kronik akciğer hastalıkları (ağır astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşektazi), kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser gibi kronik hastalıklar varlığında daha ağır seyrettiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi: “Yine sigara içen bireylerde de hastalık riskinin çok daha fazla olduğu ortaya konmuştur. Eğer gerekli önlemler çok sıkı bir şekilde alınır, uygulanırsa, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği gibi çok sayıda test yapılıp, sıkı bir izolasyon sağlanırsa ülkemizde hastalığın seyri daha kolay kontrol altına alınabilir. Bu aşamada test sonucu pozitif olanlar hızla tespit edilmeli, temaslılar sağlıklı kişilerden hızla ayrılmalıdır. İzolasyon için kişilerin evde kalması sağlanmalı, evde kalan insanlar için gerekli sosyal koşullar sağlanmalıdır. İzolasyonun evde mümkün olmadığı koşullarda ise yurtlar, oteller devreye girmelidir.”

“Bu aşamada hepimizin üstüne düşen görevler var; tüm sağlık çalışanları canla-başla görevinin başında, tüm bireylere düşen de evde kalmak” diyen Yılmaz, bu süreçte üzerinde durulması gereken 3 anahtar kavramı şöyle sıraladı: Karantina, izolasyon ve sosyal mesafe. “İnsanlık olarak bu sorumlulukları yerine getirmemiz ciddi önem taşıyor” diyen Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, bu 3 kavrama şöyle açıklık kazandırdı:

  • Karantina; bulaşıcı bir hastalığa maruz kalmış olan kişilerin hareket alanının kısıtlanmasıdır. Karantina altındaki kişiler hastalık etkenine maruz kalmış olduğu düşünülen, hastalık durumu bilinmeyen, muhtemel taşıyıcı olup hastalık belirtilerini hali hazırda göstermeyen kişilerdir. Karantinada amaç, taşıyıcı olması muhtemel kişinin diğerleriyle temasını keserek toplumun geri kalanının hastalık kapma olasılığını azaltmaktır.
  • İzolasyon; hasta olan kişilerin sağlıklı olan bireylerden ayrılması, hastalığın yayılmasını önlemek için hasta bireylerin hareket alanının kısıtlanmasıdır.
  • Sosyal mesafeden kastımız ise şu; mutlak izolasyonun zorunlu olmadığı, temasın ve etkene maruz kalmanın azaltılarak mümkün olan en düşük düzeyde tutulmasıdır. Bu hastalıktan korunmada en önemli önlemlerden biri olan sosyal mesafenin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları devam etmektedir.  Bireysel olarak, kendimizi ve toplumumuzu korumaya yönelik alacağımız en önemli önlemdir.

CoVid-19 salgını ile ilgili hepimizin en fazla merak ettiği “Bu sıkıntılı süreç ne zaman son bulacak” sorusuna ise Yılmaz, şu yanıtı verdi: “Bu sorunun cevabı; tam izolasyondur. Eğer hasta kişileri tespit edip, tam izolasyon sağlanabilirse salgın hastalığın iki ay içerisinde kontrol altına alınabileceği konunun uzmanları tarafından bildiriliyor. Daha önce Güney Kore ve halen de Almanya örneğinde gördüğümüz gibi. Bu doğrultuda Dünya Sağlık Örgütü Başkanı ‘Test yapın, kimin enfekte olduğu bilinmezse salgın durdurulamaz’ çağrısında bulundu. Ülkemizde de Bilim Kurulu önerileri doğrultusunda testlerin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. İzolasyonun başarılı olabilmesi için yaştan bağımsız olarak toplumun her kesiminin alınan önlemlere uygun davranması, bu uyumun artması noktasında da sosyal devlet olmanın gerekliliğinin yerine getirilmesi büyük önem taşımaktadır.”